Turkish Risale
SALİBE-İ KÜLLİYE : Turkish Risale
Man: Bir şeyin nefyine delâlet eden kaziye. Bir şeyin bütün bütün olmadığını veya mevcudattan hiç birisine hâkim ve müessir olmadığını iddia ve isbat eden hüküm.(Halk-ı eşya hakkında "mucibe-i külliye" sâdık olmadığı takdirde "salibe-i külliye" sâdık olur. Yâni ya bütün eşyanın Hâlikı Allah'tır veya Allah hiçbir şeyin Hâlikı değildir. Çünkü: Eşyanın arasında muntazam tesanüd ile halk ve yaratmak, tecezziyi kabul etmez bir küldür. Baziyet yoktur. Ya "mucibe-i külliye" olacaktır veya "salibe-i külliye" olacaktır. Başka ihtimal yok. Her şeyde illetin ademini tevehhüm eden vehmin vâhi hükmünde bir kıymet yok. Binaenaleyh, ednâ bir şeyde Hâlıkiyet eseri göründüğü zaman, bütün eşyada tahakkuk eder. Ve keza Hâlık ya birdir veya gayr-ı mütenahîdir, evsat yoktur. Zira sani' vâhid-i hakiki olmazsa, kesir-i hakiki olacaktır. Kesir-i hakiki ise gayr-i mütenahîdir. Maahaza nuru neşredenin nursuz, icad edenin vücudsuz, icab ettirenin vücubsuz olması muhaldir.Ve keza ilim sıfatını ihsan edenin ilimsiz, şuuru ihsân edenin şuursuz, ihtiyarı verenin ihtiyarsız, iradeyi verenin iradesiz, kâmil şeylerin sani'i gayr-ı kâmil olduğunu telâkki etmek muhaldir.Ve keza, aynı tersim, basarı tasvir ve nazarı tenvir edenin basarsız olduğunu düşünmek, ancak basar ve basiretten mahrum olan adamın işidir. Maahaza, masnu'daki kemalât tamamen Sâni'deki kemalden akan bir feyizdir. Fakat kuşlardan yalnız sineği gören, tanıyan bir mikrop, kartalı gördüğü zaman "bu kuş değildir" der. Çünkü, sinekteki şeyler onda yoktur. M.N.)
SALİBİYYUN : Turkish Risale
Hristiyanlar
SALİD : Turkish Risale
Pak, temiz
SALİF : Turkish Risale
Boynun genişliği, kalınlığı
SALİF(E) : Turkish Risale
Evvelce geçen, geçmiş. Mukaddem
SALİF-ÜL ARZ : Turkish Risale
Dünyanın ve arzın evveli veya geçmiş zamanı. * Evvelce arz olunan
SALİF-ÜL BEYAN : Turkish Risale
Bildirilmiş, beyanı geçmiş
SALİF-ÜZ ZİKR : Turkish Risale
Bildirilen, zikri geçen, mezkûr. Yukarıda ismi geçen. Yukarıda, daha evvel söylenen
SALİG : Turkish Risale
(C.: Sulag) Altı yaşındaki sığır
SALİH : Turkish Risale
Kara yılan
SALİH (A.S.) : Turkish Risale
Büyük peygamberlerden olup Hicaz ile Şam arasında oturmuş olan Semud kavmine gönderilmişti. Semud kavmi Âd kavminden sonra Arap yarımadasında kuvvet ve ma'muriyet bulup küfür ve dalâlete meyl ile putlara ibadet ediyorlardı. Salih (A.S.) kendilerini hak dine davet etmiş ise de, inanmayıp kendisinden mu'cize istemeleri üzerine; Allah, bir kayadan bir dişi deve çıkarmış ve deve derhal yavrulamış; bu hayvanla yavrusuna bakılması Salih Peygamber tarafından kavmine tavsiye olunduğu halde, bunlar deveyi dahi öldürdüklerinden Allah'ın gazabına uğramışlardı. İmana gelen küçük bir kısmın gerisi, mahv ve helâk olmuştu. Hz. Salih (A.S.), bir rivayette Mekke'ye ve bir rivayette de Kudüs'e çekilip orada vefat etmiştir. Enbiya-i Arab'dan olduğu halde Tevrat'ta zikredilmiştir
SALİH(A) : Turkish Risale
(Salâh. dan) İşe yarar, elverişli, uygun, iyi. Haklı olan, itikatlı, dindar, dinî emirlere uyan. * Faziletli, ehl-i takva olan
SALİHA : Turkish Risale
Safi gümüş. * İyi, sâlih kimse
SALİHAT : Turkish Risale
Dine uygun iyi hareketler. Cenab-ı Hakk'ın ve Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın beğeneceği işler, iyilikler. * Hayır ve hasenat sâhibi müslüman kadınlar
SALİHÛN : Turkish Risale
Salih kimseler, günahkâr olmayanlar, salihler
SALİL : Turkish Risale
Demirden çıkan ses. Demir sesi
SALİYE : Turkish Risale
Edb: Yeni yılı tebrik maksadıyla sene başında yazılan tarihli medhiye
SAM : Turkish Risale
Ölüm, mevt. * Yer altındaki altın damarı. * Gök kuşağı. * Ateş. * Sersemlik hastalığı. * Hazret-i Nuh'un (A.S.) oğullarından birinin ismi
SAM'A : Turkish Risale
Küçük kulaklı kadın. (Müz: Asmâ) * Kuvvetlenip olgunlaşan ot
SAM'AR : Turkish Risale
Katı şiddetli, şedid
SAM'ARE : Turkish Risale
Sağlam ve dayanıklı, sert
SAMAHMAH : Turkish Risale
Uzun ve çok yoğun olan madde
SAMAM : Turkish Risale
Belâ. * Zahmet, meşakkat
SAMD : Turkish Risale
Kasdetmek. * Yüksek yer. * Galiz, yoğun
SAMECE : Turkish Risale
(C.: Samec) Kandil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani