Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SEHAB-ALUD : Turkish Risale

f. Bulutlu

SEHAB-I MATİR : Turkish Risale

Yağmur bulutu

SEHAB-I RAHMET : Turkish Risale

Rahmet bulutu

SEHAB-ÜS SİKAL : Turkish Risale

Ağır yağmur bulutları

SEHABE : Turkish Risale

Tek bulut

SEHABÎ : Turkish Risale

Bulut ile alâkalı

SEHAH : Turkish Risale

Yumuşak ve sıcak yer

SEHALE : Turkish Risale

Altın, gümüş gibi değerli maddelerin kırıntıları

SEHAM : Turkish Risale

Yaş ağaç. * Demir

SEHANE : Turkish Risale

Heyet. * Süs, ziynet. * Renk

SEHANET : Turkish Risale

Sıcaklık

SEHAR : Turkish Risale

Bir havuç cinsi

SEHAVET : Turkish Risale

(Bak: Sahavet)

SEHAY : Turkish Risale

Nâme üstüne nesne bağlamak. * Keşf etmek. * Kabuk soymak

SEHAYA : Turkish Risale

(Sehâ. C.) Beyin zarları

SEHAİB : Turkish Risale

(Sehâbe. C.) Bulutlar

SEHB : Turkish Risale

Çekmek. * şiddetle yemek ve içmek

SEHBA : Turkish Risale

Üç ayaklı küçük masa. * İdama mahkûm olanların idam edildiği üç ayaklı âlet

SEHBEL : Turkish Risale

Büyük, iri vücutlu, şişman deve. * Büyük ve geniş tuluk. * Büyük keler

SEHC : Turkish Risale

Seyretmek. * Ezmek

SEHEF : Turkish Risale

Çok susamak

SEHEK : Turkish Risale

Balık kokusu. * Demir pası. * Rüzgârın yerden savurduğu toprak. * Bir şeyin pis pis kokması

SEHEM : Turkish Risale

(C.: Sihâm-Eshüm-Sehmân) Ok. * Nâsib

SEHER : Turkish Risale

Tan. Sabah olmağa başladığı vakit. * Fık: İkinci fecirden biraz evvel olan vakit."Seherlerde eser bâd-ı tecelliUyan ey gözlerim vakt-i seherde." (S.)

SEHERGÂH : Turkish Risale

f. Sabahlık. Sabah zamanı. Sabah vaktine âit