Turkish Risale
SELUKİYYE : Turkish Risale
Kaptan kamarası
SELUL : Turkish Risale
Ölü olarak doğmuş çocuk
SELV : Turkish Risale
Kanaat vermek
SELVA : Turkish Risale
Bal, asel. * Bıldırcının büyüğü
SELVET : Turkish Risale
Kalb rahatı. Gönül rahatı
SELİB : Turkish Risale
Soyulmuş, giderilmiş, alınmış. * Tıraş olunmuş. * Aklı başından alınmış
SELİF : Turkish Risale
Eski zamanda geçmiş olan
SELİHA : Turkish Risale
Kabuk. * Soyulmuş veya bozulmuş şey. * Tarçın yerine kullanılan bir ağacın adı
SELİK : Turkish Risale
Arpa, buğday ve bunlara benzer hububatın yarması
SELİKA : Turkish Risale
Üstüne binen kişinin, ayaklarını sallamasından dolalyı, devenin yanlarında meydana gelen ayak izleri. * Tabiat
SELİL : Turkish Risale
Netice, semere. * Yeni doğmuş erkek çocuk. * Büyük, geniş dere
SELİL-İ MEYYİT : Turkish Risale
Ölü olarak doğmuş çocuk
SELİLE : Turkish Risale
Yeni doğmuş kız çocuğu
SELİM(E) : Turkish Risale
(Selâmet. den) Sağlam, kusursuz. Refah ve selâmet üzere bulunan
SELİM-ÜL KALB : Turkish Risale
Temiz kalbli
SELİS : Turkish Risale
Selâsetli. Fasih ve beliğ olan. Düzgün ve akıcı ifade
SELİT : Turkish Risale
Kahredici, galebe edici. * Susam yağı. * Kötü sözlü şerli kimse. Ağzı bozuk. * Zeytinyağı
SEM' : Turkish Risale
İşitmek. Kulak ile dinlemek. * Kurdun sırtlandan olan eniği
SEM'-İ HAMİYET : Turkish Risale
Hamiyet kulağı, insaf ve hakperestlikle dinleyiş
SEM'-İ HİKMET : Turkish Risale
Hikmetli sözleri dinlemek. Hikmetten ibret ve ders almak. En hayırlısına tabi olmak
SEM'AN : Turkish Risale
Dinliyerek. * İşiterek, duyarak
SEMA : Turkish Risale
Gök yüzü. Asuman. Gök. * Her şeyin sakfı. * Gölgelik. * Bulut ve emsali örtü.(Resul-i Ekrem'den (A.S.M.) şöyle rivayet olunmuştur. Sema'ya uruç buyurdukları zaman kale burçları gibi bir mevkide bir takım melâike görmüştü. Bunlar birbirlerinin yüzüne doğru, mütekabilen yürüyüp gidiyorlardı. Bunlar nereye gidiyorlar diye Resul-i Ekrem (A.S.M.) Cebrâil'e (A.S.) sordu. Cebrâil: Bilmiyorum. Ancak yaratıldığımdan beri ben bunları görürüm ve evvel gördüğümün bir tânesini bir daha görmem dedi. Onlardan birine, ikisi birden: "Sen ne zaman halk olundun" diye sordular. O da: "Bilmiyorum. Ancak Cenab-ı Hak her dörtyüz bin senede bir yıldız halk eder. Ben yaratıldığımdan beri de dörtyüz bin yıldız halk etti" diye cevap verdi. Melâikenin kesretini ve kudret-i ezeliyenin vüs'at-ı tecelliyatını anlamalı... E.T.)
SEMA' : Turkish Risale
İşitmek, kulakla dinlemek. * Mevlevilerin zikir esnasındaki dönüşleri
SEMA'MA' : Turkish Risale
Küçük başlı. * Yular
SEMAAN : Turkish Risale
(Semaen) İşiterek, dinleyerek, dinlemek suretiyle
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani