Turkish Risale
SEMAAT : Turkish Risale
Dinlemek, kulak vermek
SEMACET : Turkish Risale
Kötü görünüş, çirkinlik. * Söz çirkinliği. * Kabahat
SEMACET-İ İBTİDA : Turkish Risale
Sözün başlangıcındaki çirkinlik
SEMAD : Turkish Risale
Davar tersi. * Gül
SEMADİR : Turkish Risale
Sarhoşluk vaktinde veya uyku geldiğinde göze ârız olan zayıflık
SEMAEN : Turkish Risale
İşiterek, duyarak
SEMAHAT : Turkish Risale
Cömertlik. İyilik severlik. El açıklığı
SEMAHİC : Turkish Risale
Deniz içinde bir alanın adı
SEMAKİL : Turkish Risale
"Somak" ve "tadım" denilen ekşi taneler
SEMALE : Turkish Risale
(C.: Simâl) Kap veya havuz dibinde olan artık. * Tereyağı. *Araptan bir kabile
SEMAME : Turkish Risale
(C.: Semâm) Bir nevi kuş. * Sür'atle yürüyen dişi deve
SEMAN : Turkish Risale
Sekiz
SEMAN-AŞER : Turkish Risale
Onsekiz
SEMANE : Turkish Risale
f. Tavan. * Bıldırcın
SEMANET : Turkish Risale
Semizlik, yağlılık, besililik
SEMANÎN : Turkish Risale
Seksen. 80
SEMANÛN : Turkish Risale
Seksen. 80
SEMANİYE : Turkish Risale
Sekiz. 8
SEMAPARE : Turkish Risale
f. Gök parçası
SEMAR : Turkish Risale
Duru süt
SEMARUG : Turkish Risale
Başı yumru yumurta gibi olan mantar
SEMASİRE : Turkish Risale
(Simsar. C.) Simsarlar, komisyoncular, tellâllar
SEMAVAT : Turkish Risale
(Sema. C.) Gökler, semalar
SEMAVE : Turkish Risale
Örtü. * Şam yolunda bir bâdiyenin adı
SEMAVÎ : Turkish Risale
Gökle alâkalı, semaya dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani