Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SERA-PERDE : Turkish Risale

f. Saray perdesi. Eskiden harem dairesinin önüne çekilen büyük perde. * Padişah çadırı, otağ

SERAB : Turkish Risale

Şaşkın hâle gelme. Çorak yerlerde, çölde sıcak ve ışığın te'siriyle ileride, yakında yahut ufukta su veya yeşillik var gibi görünme hâdisesi.(Ey serab-ı gururu, şarab-ı tahur zanneden Said-i hodfuruş! Hikmet, hayr-ı kesir olduğunu işittin. Fakat yanlış yola gitmiştin. Şu kitab-ı kâinatın hikmetini maânisinde aramadın. Gittin nukuşunda taharri ettin. R.N.)

SERABİL : Turkish Risale

(Sirbâl. C.) Gömlekler

SERABİSTAN : Turkish Risale

f. Serap yeri. (Fâni, bekasız dünyadan kinayedir.)

SERADİK : Turkish Risale

(Sürâdik) Padişaha mahsus çadır perdesi veya büyük sarayın perdesi. * Cibinlik tarzında yapılan perdeden oda

SERADİKAT : Turkish Risale

Padişaha mahsus perdeler

SERAFİL : Turkish Risale

(C.: Serâfilât) Şalvar. Don

SERAH : Turkish Risale

Kıl taramak. * Halâs etmek. * Davar gütmek. * Eşini boşamak

SERAHOR : Turkish Risale

Osmanlı İmparatorluğunun ilk devirlerinde ordunun bir yerden başka bir yere hareketinde yolların yapılması ile beraber ağırlıkların nakil vesairesi veyahut memleket içinde zelzele, deprem gibi bir âfetin vukuuyla harap olan yerlerin hemen tamir edilmesi işlerinde kullanılanlara verilen addır

SERAHİN : Turkish Risale

(Sirhân. C.) Yırtıcı hayvanlardan olan kurtlar

SERAK : Turkish Risale

Hırsızlık yapmak

SERAMAC : Turkish Risale

f. Boyunduruk

SERAPA : Turkish Risale

f. Bir uçtan bir uca. Baştan ayağa kadar

SERAR : Turkish Risale

Ayın son gecesi

SERARE : Turkish Risale

İyilik. * Şeref

SERARİ : Turkish Risale

(Süriyye. C.) Câriyeler, odalıklar

SERASER : Turkish Risale

f. Baştan başa, bütün, hep mecmuan, külliyen

SERASKER : Turkish Risale

f. Ordu kumandanı. Komutan. * Harbiye nâzırı, milli savunma bakanı

SERASİME : Turkish Risale

f. Sersem

SERASİMEGÎ : Turkish Risale

f. Sersemlik

SERATÎ : Turkish Risale

Keskin

SERAVİL : Turkish Risale

(C.: Serâvilât) İç donu. * Şalvar

SERAY : Turkish Risale

f. Büyük konak, kâşâne. * Saray. * Hükümet konağı

SERAY-DAR : Turkish Risale

f. Eskiden büyük yerlerde yemek ve sofra işlerine bakan kimse

SERAYA : Turkish Risale

(Seriye. C.) Düşman üzerine yollanan askerler