Turkish Risale
BEHİMİYYET : Turkish Risale
Hayvanlık, canlı olmakla beraber akılsız oluş
BEHİN : Turkish Risale
(Bak: Bihin)BEHİR(E)
Nefesi sıkışıp çok soluyan kimse. Nefesdarlığı olan. * Göğüsdarlığı hastalığı sebebiyle solumaktan yol yürüyemiyen kimse
BEHİTE : Turkish Risale
İftira etmek. * Kabile ismi
BEHİYE : Turkish Risale
Güzel
BEHİŞT : Turkish Risale
f. Cennet. Ahirette iyi kulların gideceği mükâfat yeri. Adn. Firdevs
BEHİŞT-HIRÂM : Turkish Risale
f. Cennete gitmiş
BEHİŞT-NİŞİN : Turkish Risale
f. Cennette oturan
BEHİŞT-ZÂR : Turkish Risale
f. Cennet gibi yer
BEHİŞT-İ GINÂ : Turkish Risale
Cenab-ı Hak'tan başka hiç kimseye minnet etmeden hâsıl olan saadet, cennet. Gına ve istiğnânın cenneti
BEHİŞTÎ : Turkish Risale
f. Behiştle ilgili, cennetlik
BEHŞ : Turkish Risale
Muki otunun yaşı. * Kara yüz
BEJENDÎ : Turkish Risale
f. Geçim darlığı. Maişet derdi
BEJMAN : Turkish Risale
f. Yırtık, dökük, pejmürde, dağınık. * Hüzünlü, kederli, üzgün, yaslı
BEK' : Turkish Risale
(C.: Bilkâ) Sütü az olan davar
BEKA : Turkish Risale
Devamlılık. Evvelki hâl üzere kalma. Dâim ve sâbit olma. * İlm-i Kelâm'da
Varlığının asla sonu olmayan Cenab-ı Hakk'ın bir sıfatıdır. * Bâki olmak. Ebedîlik.(... Beşer bu asırda harplerin ve fenlerin ve dehşetli hâdiselerin ikazatıyla uyanmış ve insaniyetin cevherini ve câmi istidâdını hissetmiş. Ve insan, acib cemiyetli istidâdiyle yalnız bu kısacık, dağdağalı dünya hayatı için yaratılmamış. Belki ebede meb'ustur ki, ebede uzanan arzular, mahiyetinde var. Ve bu dar, fâni dünya insanın nihayetsiz emel ve arzularına kâfi gelmediğini herkes bir derece hissetmeğe başlamış. Hattâ insaniyetin bir kuvâsı ve hâdimi olan kuvve-i hayâliyeye denilse
"Sana dünya saltanatı ile beraber bir milyon sene ömür olacak, fakat sonunda hiç dirilmeyecek bir sûrette bir idam senin başına gelecek." Elbette hakiki insaniyetini kaybetmiyen ve intibaha gelmiş o insanın hayâli, sevinç ve beşarete bedel, derinden derine teessüf ve eyvâhlarla saâdet-i ebediyenin bulunmamasına ağlayacak. H.)
BEKA-İ DÜNYEVÎ : Turkish Risale
Dünya hayatında devamlılık. Uzun ömür
BEKA-İ NEV' : Turkish Risale
Nev'in devamı. Meselâ: İnsan nev'inin, yani insanların devam edip bitmemesi, çocukların doğması ile olduğu gibi
BEKALE : Turkish Risale
Yağla karışmış keş. * Karıştırmak
BEKAM : Turkish Risale
f. İsteğine, meramına kavuşan, nail olan. Arzu ettiğine erişen. Mesut, bahtiyar
BEKAMET : Turkish Risale
Dilsizlik, dili olmamaklık
BEKAYA : Turkish Risale
Geride kalanlar, bakiyeler. * Maliye işlerinde tahsil olunmayan gelir, meblağ
BEKBEKE : Turkish Risale
Depretmek, tahrik
BEKK : Turkish Risale
Bir şeyi kakmak
BEKKE : Turkish Risale
Mekke-i Mükerreme'nin eski ismi. * Bir yerde toplanmak. Bir yere cem'olmak. * İzdihamlık, kalabalık
BEKKÂÎN : Turkish Risale
(Bükâ. dan) Ağlayanlar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani