Turkish Risale
SERİ'(A) : Turkish Risale
Çabuk, hızlı. * Az vakitte çok iş yapan
SERİ-ÜL HAREKE : Turkish Risale
Hızlı giden
SERİ-ÜL İNTİKAL : Turkish Risale
Çabuk anlayan, çok zeki
SERİ-ÜS SEYR : Turkish Risale
Çok sür'atle akan veya giden
SERİ-ÜT TEESSÜR : Turkish Risale
Çabuk müteessir olan
SERİ-ÜZ ZEVAL : Turkish Risale
Devamsız, çabuk giden. * Çabuk ölen. * Dünyanın hali
SERİAN : Turkish Risale
Çabuk, tez elden, acele
SERİD : Turkish Risale
Yağla ıslanmış ekmek. (Terid derler.)
SERİH : Turkish Risale
(C.: Serâyih) Nâlin kayışı
SERİKA : Turkish Risale
Çalınmış. Çalınmış şey
SERİR : Turkish Risale
Tahta karyola. * Üzerinde oturulan yüksekçe yer. * Taht
SERİR-NİŞİN : Turkish Risale
f. Tahtta oturan, padişah
SERİR-İ HÜKÜMET : Turkish Risale
Hükümet tahtı. Makam sandalyesi
SERİR-İ TEDRİS : Turkish Risale
Ders verme makamı
SERİRARA : Turkish Risale
(Serir-ârâ) f. Tahtı süsliyen. Tahtta oturan. Pâdişah. Hükümdar. Şah
SERİRE : Turkish Risale
(C.: Serâir) Gizli şey, gizli sır. Gizli hal veya fikir. * Yatak
SERİREDÂN : Turkish Risale
f. İçteki sırrı bilen
SERİRÎ : Turkish Risale
Yatırarak hastaya bakma, klinik
SERİYY : Turkish Risale
(C.: Esriye-Seryân) Nefis. * Kavi, kuvvetli. * Reis. * Küçük nehir, ırmak
SERİYYE : Turkish Risale
Düşman üzerine gönderilen süvari müfrezesi
SERŞAR : Turkish Risale
f. Ağzına kadar dolu. Dökülecek derecede dolu. * İleri giden, sınırı aşan
SERŞİKESTE : Turkish Risale
f. Ucu kırılmış olan. Başı kırık
SET'ET : Turkish Risale
Böy denilen zehirli böcek
SETA : Turkish Risale
Hamakat, ahmaklık
SETA' : Turkish Risale
Boyunun uzun olması
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani