Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SIHRÎ : Turkish Risale

Evlenmelerden meydana gelen akrabalık

SIHRİYET : Turkish Risale

Evlenmek suretiyle meydana gelen akrabalık

SIHRİZ : Turkish Risale

Kızıl hurma

SIHTİT : Turkish Risale

Katı, şiddetli, şedid. * Çok yükselen toz. * Katıksız kavut denilen kavrulmuş un

SIHVE : Turkish Risale

(C.: Sahevât) Dağ üstünde yapılan burc

SIK'AL : Turkish Risale

Suda ıslanmış kuru hurma

SIKA' : Turkish Risale

Kadınların, kirlenmemesi için başörtülerinin üstüne örttükleri ikinci örtü

SIKKE : Turkish Risale

Bağlamak, sağlamlaştırmak, muhkem etmek. * Ulaştırmak

SIKKİF : Turkish Risale

Çok keskin sirke

SIKLET : Turkish Risale

Ağırlık. Mânevi sıkıntı

SIKT : Turkish Risale

Ana karnından ölü olarak düşen çocuk. * Çakmaktan düşen ateş

SIKY : Turkish Risale

Yer sulamak. Sulu ekin

SILA : Turkish Risale

Kavuşmak, ulaşmak, vuslat. * Âşıkın mâşukuna kavuşması. * Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme. * Bahşiş, hediye. * Gr: Cümlenin içinde ism-i mensub bulunmasıyla, dahil olduğu cümlenin evvelce mâlum olması iktiza eder. İçinde bulunduğu cümleyi sonradan gelen cümleye bağlamaya yarayan (edip, ederek, ederken) gibi fiil şekli rabt sigası

SILA' : Turkish Risale

Kebap. * Isınmak için yakılan ateş

SILA-İ RAHİM : Turkish Risale

Hısım akrabayı ve mü'minleri ziyaret etme, onlarla görüşme ve mektuplaşma; alâkayı devam ettirme. * Akrabanın kusurlarını affetme

SILAH : Turkish Risale

"Musâlaha" mânâsına mastar

SILAL : Turkish Risale

Yaş ot

SILAME : Turkish Risale

(C.: Sılâmât) Bölük, cemaat, topluluk, fırka

SILAT : Turkish Risale

(Sıla. C.) Sılalar. * Bahşişler, armağanlar, hediyeler

SILE : Turkish Risale

Bir şâire, yazdığı medhiye karşılığı olarak verilen para

SILL : Turkish Risale

(C.: Aslâl) Bir nevi ot. * Bir nevi yılan

SILLE : Turkish Risale

(C.: Sılât) Vuslat, kavuşma. * Hediye, atâ

SILYANE : Turkish Risale

(C.: Salayan) Bakla

SIMAD : Turkish Risale

Şişe tıpası

SIMAG : Turkish Risale

Ağızın bir tarafı