Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SÜFFAR : Turkish Risale

(Sâfir. C.) Yolcular

SÜFL : Turkish Risale

Tortu, çöküntü

SÜFLA : Turkish Risale

(Sâfil. den) Daha alçak, adi. * Günah ve basit işlere mahsus. * Kılıksız, kıyafetsiz

SÜFLÎ : Turkish Risale

Aşağıda bulunan. * Alçak, pek aşağı olan

SÜFLİYAT : Turkish Risale

Fâni dünya ile alâkalı işler. Nefsâni, heva ve hevese tabi olan kimselerin işleri

SÜFLİYYET : Turkish Risale

Alçaklık, bayağılık, âdilik

SÜFRE : Turkish Risale

Sofra, mâide. * (C.: Süfür) Misafire yolda yemesi için hazırlanan azık

SÜFTE : Turkish Risale

f. Delinmiş, delikli

SÜFTE-GUŞ : Turkish Risale

f. Kulağı delinmiş olan. Kulağı delik

SÜFTECE : Turkish Risale

(C.: Süfâtic) İçi kovuk boş cisim. * Bir yerden bir yere armağan olarak gönderilen şey. * Yol korkusundan emin olmak için tâcirlere borç olarak verilen para

SÜFUL : Turkish Risale

Alçaklık. * Alçaklığa meyil ve teveccüh etmek. Alçaklığa yönelmek

SÜFYAN : Turkish Risale

Âhir zamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına vesile olacağı sahih hadislerle bildirilen dehşetli dinsiz ve münâfık bir şahıs. (Bak: Deccal)(Rivâyetler, deccalın dehşetli fitnesi, İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiâze etmiş. $ Bunun bir te'vil şudur ki: İslâmların deccalı ayrıdır. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik, İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi, demişler ki: Onların deccalı Süfyan'dır, İslâmlar içinde çıkacak aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin büyük deccalı ayrıdır. Yoksa, büyük deccalın cebr ve ceberut-u mutlakına karşı itaat etmeyen şehid olur ve istemeyerek itaat eden kâfir olmaz. Belki günahkâr da olmaz. ş.)

SÜFYAN İBN-İ UYEYNE : Turkish Risale

(Bak: İbn-i Uyeyne)

SÜFYAN-I SEVRÎ : Turkish Risale

(Hi:
161) Büyük âlim ve müçtehidlerdendir. Kûfe'de doğmuştur

SÜFYANÎ : Turkish Risale

Süfyan'dan olan, Süfyan'a mensub, Süfyan'a müteallik. Zübdet-ül Buharî Tercemesine göre, Süfyanî: Müslümanlara kötülük eden, sefil, kötü, alçak olan kimse demektir

SÜFÜL : Turkish Risale

(C.: Esfâl) Her şeyin köpüğü ve tortusu. * Örtmek. * Yemek

SÜFÜN : Turkish Risale

(Bak: Sufun)

SÜFÜVV : Turkish Risale

Yürümeye ve uçmaya başlamak

SÜHA : Turkish Risale

Bir yıldız ismi. Dübb-ü ekber (Büyük Ayı) yıldız kümesinden gözü kuvvetli olan kimselerin görebileceği en küçük yıldız

SÜHAD : Turkish Risale

Uyanıklık

SÜHAF : Turkish Risale

Verem hastalığı

SÜHAL : Turkish Risale

Çocuk doğunca beraber çıkan su. * Zayıf adamlar

SÜHALE : Turkish Risale

Küçük tavşan

SÜHAM : Turkish Risale

Yabanda biten ot. * Yaz ısısı. * Sıcak yel. * Tegayyür, değişme. * Ziyan, zarar

SÜHAN : Turkish Risale

f. Söz, kelâm. Kavl, lâfz