Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

SÜR'AT-İ MÜMKİNE : Turkish Risale

Mümkün olan çabukluk

SÜR'AT-İ SEYR : Turkish Risale

Gidiş hızı

SÜR'AT-İ İNFİÂL : Turkish Risale

Çok çabuk gücenen, çabuk darılan

SÜR'AT-İ İNTİKAL : Turkish Risale

Çabuk anlayıp intikal etme. Kavrama çabukluğu

SÜRADİK : Turkish Risale

(Serâdik) Saray perdesi. Padişaha mahsus sarayın veya çadırın perdeleri

(Ebu Süfyan Sürâka b. Mâlik) Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hz. Ebu Bekir ile beraber hicret için Mekke'den çıktıklarında, Kureyş Rüesasının mühim bir mal mukabilinde onları öldürmek için gönderdikleri cesur bir adam olup, Hz. Peygamber'in mu'cizesiyle atının ayakları kuma saplanmış ve bu üç def'a tekerrür etmiştir. O vakit anladı ki elinden bir şey gelmez. "El Aman!" diyerek, Resulüllâh'ın duasına mazhar olmuş ve Mekke'nin fethinde şeref-i İslâmla müşerref olmuştur. Hz. Osman'ın (R.A.) hilâfeti zamanında, Hicri
senesinde vefat etmiştir

SÜRAT : Turkish Risale

Her nesnenin üstü ve ortası

SÜRB : Turkish Risale

f. Kurşun, kalay. Kurşun ve kalay karışımı

SÜRBE : Turkish Risale

(C.: Süreb
Sürüb) Güruh, cemaat. * Yığın, küme. * Sürü. * Gidecek yer

SÜRCUCE : Turkish Risale

Tabiat. * Tarikat

SÜRDAH : Turkish Risale

(C.: Serâdih) Semiz etli dişi deve. * Ufak otlar yetişen yumuşak yer

SÜRDAK : Turkish Risale

(C: Sürâdikat) Kapıya asılan perde ve çardak. * Çadır. Bezden olan ev

SÜRDE : Turkish Risale

Ekmeği yağla ıslamak

SÜREHA' : Turkish Risale

(Sarih. C.) Saf ırklar

SÜREYCÎ : Turkish Risale

Bir demirci adı. (İyi kılıçları ona nisbet edip "süreycî" derler.)

SÜREYYA : Turkish Risale

Ülker (Pervin) yıldızı. Yedi (veya altı) yıldızlardır ki; ikişer ikişer karşılıklı dururlar ve Ayın geçtiği yerlere yakın görünürler. Gerdanlığa benzemesinden Felekiyâtta "Ikd-ı Süreyya" tabir edilir

SÜRFE : Turkish Risale

f. Öksürük

SÜRH : Turkish Risale

Seri nesne

SÜRH-ÂB : Turkish Risale

f. Kırmızı su. * Mc: Kan veya şarap

SÜRHA : Turkish Risale

Su yolu

Turkish Risale