Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SİMSİM : Turkish Risale

Susam

SİMT : Turkish Risale

(C.: Sümut) Boncuk veya inci dizilmiş iplik

SİMURGA : Turkish Risale

Kanatlı ve çok büyük hayvan olup eski devirlerde yaşadığı rivâyet edilir. (Bak: Anka)

SİMYA : Turkish Risale

Nişan, işâret, alâmet

SİMYAN : Turkish Risale

(Simân) (Süryanice) Hak

SİMİN : Turkish Risale

f. Gümüşten. * Gümüş gibi, gümüşe benzer

SİMİN-TEN : Turkish Risale

f. Gümüş tenli. Gümüş gibi beyaz ve parlak vücutlu

SİNA : Turkish Risale

Musâ Peygamberin (A.S.) Allah (C.C.) kelâmına nâil olduğu, Süveyş ile Akabe Körfezi arasındaki bir yer ve bir dağ ismi. Cebel-i Musa veya Tur-u Sinâ da denir. * İbn-i Sinâ'nın ceddinin ismi. (Bak: İbn-i Sinâ)

SİNA' : Turkish Risale

Deve ayağına bağladıkları ip

SİNAD : Turkish Risale

Muhkem, dayanıklı, kuvvetli dişi deve. * Yüce. * Yüce yer, yüksek yer

SİNAN : Turkish Risale

(C.: Esinne) Mızrak, süngü

SİNAN-İ ÜMMİ : Turkish Risale

(Vefatı: Hi: 1075) Halveti Tarikatı Yiğitbaşı kolu ileri gelenlerinden olup Kutb-ül Meâni adında Türkçe mensur bir eseri ile matbu ve müretteb bir divanı vardır. Muhammed Sinan-ı Ümmi, Konya vilâyeti dahilinde Elmalı'dan olup orada dâr-ı bekaya hicret etmiştir. (R. Aleyh) (Osmanlı Müellifleri sh: 187)

SİNAYE : Turkish Risale

Yünden ve kıldan yapılan ip

SİNDAN : Turkish Risale

Örs

SİNDİBAN : Turkish Risale

Pelit ağacı

SİNE : Turkish Risale

Uyuklama, uykuya dalma başlangıcı. Uyku ile uyanıklık arası. (O anda insan, sesi duyduğu halde anlamaz.)

SİNE-BEND : Turkish Risale

f. Göğüs bağı, sütyen

SİNE-GÂH : Turkish Risale

f. Göğüs

SİNE-ÇÂK : Turkish Risale

Göğsü, yüreği yaralı

SİNEMATOĞRAF : Turkish Risale

Fr. Hareket yazmak demek olup kısaltılmış şekliyle sinema demektir

SİNEPÜRYAN : Turkish Risale

(Sinebiryan) Kalbi yanmış, sinebiryan olmuş, çok hasret çekmiş

SİNESAF : Turkish Risale

f. Sarılıp kucaklaşmış

SİNESUZ : Turkish Risale

f. Yürek yakan

SİNET : Turkish Risale

Uyuklamak

SİNH : Turkish Risale

(C.: Esnâh) Her nesnenin aslı ve kökü