Turkish Risale
TA'CİF : Turkish Risale
Arkalamak. * Doymaya yakın olana kadar yemek
TA'CİL : Turkish Risale
Acele ettirme, hızlandırma
TA'CİLÂT : Turkish Risale
(Ta'cil. C.) Çabuklaştırmalar. Acele ettirmeler. Hızlandırmalar
TA'CİM : Turkish Risale
Noktalama, noktalatma
TA'CİN : Turkish Risale
(Acn. dan) Hamur yapma, yoğurma, hamur hâline getirme
TA'CİZ : Turkish Risale
(Acz. den) Huzursuz kılmak, rahatsız etmek, sıkıntı vermek, canını sıkmak. * Eğlendirmek. * Âciz etmek. * Kadının ihtiyarlayıp âcizleşmesi
TA'CİZÂT : Turkish Risale
(Ta'ciz. C.) Tacizler. Rahatsız etmeler, sıkıntı vermeler
TA'DAD : Turkish Risale
Sayı saymak. Sayıp dökmek. Birer birer söylemek. Sıralamak
TA'DUD : Turkish Risale
Çok tatlı kara hurma
TA'DİD : Turkish Risale
Mübâlağa ile ısırmak
TA'DİL : Turkish Risale
Darlık vermek. * Veledi karnında büyük olup doğurması güç olmak
TA'DİL-İ ERKÂN : Turkish Risale
Fık: Namazın bütün rükünleri, esaslarını usulüne uygunca yerine getirerek ve namazın tertib ve düzeninin hakkını vererek kılmak. Meselâ
"Secdeyi sükunetle yerine getirmek ve iki secde arasında "Sübhânallah" diyecek kadar doğrularak oturmak. Kıyamda ve rüku'dan sonraki kıyamda sükunet üzere olmak ve namazın bütün duâlarını dikkatle okumak. Namazın her rüknünü yerine getirmek, acele ile kılmamak" gibi
TA'DİLAT : Turkish Risale
Değişiklikler, doğrultmalar, değiştirmeler, tebdil etmeler
TA'DİYE : Turkish Risale
Tecavüz ettirmek, geçirmek. * Gr: Bir fiili müteaddi hâle koymak. Meselâ: "Gülmek. den: Güldürmek. Ölmek. den: Öldürmek" gibi
TA'FİR : Turkish Risale
Tozlu ve topraklı yapmak. * Ağartmak, beyazlatmak. * Kirletmek. Mülevves etmek. * Oğlan kaçsın diye kadının, emziğine toprak sürmesi. * Güneşte et kurutmak. (O kurumuş ete "afir" derler.)
TA'KİB : Turkish Risale
Gözlemek. * Yolunda gitmek. * Peşinden yürümek. * Suçlunun suçunu araştırmak. * Bir kimsenin aynı senede yine gazaya gitmesi. * Bir şeyi ciddiyetle istemek
TA'KİBEN : Turkish Risale
Takip ederek, takip suretiyle
TA'KİBÂT : Turkish Risale
Suç işleyene karşı harekete geçmek ve suçluluk derecesini araştırmak
TA'KİD : Turkish Risale
Edb: İbareyi veya cümleyi anlaşılmaz şekle koyma. * Düğümlenme, düğümleme
TA'KİF : Turkish Risale
Eğriltmek
TA'KİL : Turkish Risale
Devenin ayağına ip takıp bağlamak
TA'KİM : Turkish Risale
(Akm. dan) Kısırlaştırma. Neticesiz bırakma
TA'KİR : Turkish Risale
Bir uzvu, organı yararak sinirleri kesme
TA'LİK : Turkish Risale
Asmak. * Geciktirmek. * Bağlanmak. * Bir cümlenin mazmununun husulünü diğer bir cümlenin mazmununun husulüne edat-ı şart ile rabt etmektir. Şu işi görürsen, şuna vâris olacaksın denilse, vâris olma, işin görülmesine bağlanmış olur. Buna ta'liki şart denir. * Muallak kalmak. Bir zamana bıraktırmak. * Kur'an yazısının bir çeşidi. * Tefsir
TA'LİKAT : Turkish Risale
Bir eseri açıklamak üzere kenarına yazılan veya ayrıca eser olarak hazırlanan notlar. * Bediüzzaman Hazretlerinin İlm-i Mantık üzerine te'lif ettiği bir eserinin ismi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani