Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
TA'ZİBÂT : Turkish Risale

(Ta'zib. C.) Eziyetler, tâzibler, azablar

TA'ZİL : Turkish Risale

Azletme. İşinden çıkarma

TA'ZİM : Turkish Risale

Hürmet. Riayet. İkramda bulunmak. Bir zât hakkında büyük sayıldığına delâlet edecek surette güzel muâmelede ve hürmet ifade eden tavırda bulunmak

TA'ZİMAT : Turkish Risale

(Ta'zim. C.) Hürmet ve riayetler. Tazimler

TA'ZİMEN : Turkish Risale

Hürmet ve ikram ederek

TA'ZİR : Turkish Risale

Siyaset. * Tehdit etmek. * Tazim ve tathir. Temizlemek ve hürmet etmek. * Lügatta red, icbar, tahkir, te'dib, hak üzere tevkif mânalarına gelen bu tabir, İslâm hukukunda: Hakkında muayyen bir şer'î ceza olmayan suçlardan dolayı ulülemr (hükümdar, padişah) veya vekili tarafından tatbik edilen cezalar hakkında kullanılır bir ıstılahtır.Ta'zirin meşruiyeti; Kitab ile, Sünnet-i Nebeviye ile ve icma-i ümmet ile sabittir.Ta'zir; dövmekle, hapisle, hattâ katil ile olabileceği gibi azarlama, sert lakırdı veya bakış veya herhangi bir tavır ve vaziyet ile de olabilir. Dövmek suretiyle olan ta'zir, otuzdokuz değnekten fazla olamaz. Bir kavle göre para almak suretiyle de ta'zir câizdir

TA'ZİR-İ EVSAT : Turkish Risale

İçtimai mevkileri orta hâlde bulunan kimseler hakkındaki ta'zirdir ki, hem mahkemeye bilcelb ilâm suretiyle, hem de hapis suretiyle yapılabilir

TA'ZİR-İ EŞRAF : Turkish Risale

Ümera, yüksek tüccar, köy a'yanı gibi şerefli kimseler hakkındaki ta'zirdi ki, ya bilvasıta ilâm suretiyle veya mahkemeye celbedilerek bilmuvacehe ihtar suretiyle yapılır

TA'ZİR-İ TE'DİB : Turkish Risale

Âkıl bâliğ olduğu halde henüz mükellefiyet çağında bulunmayan bir çocuğun yaptığı bir suçtan dolayı hakkında te'dib ve ta'zib maksadıyla yapılan ta'zirdir

TA'ZİR-İ UKUBET : Turkish Risale

Mükellef bir şahıs tarafından irtikâb olunup da şer'an muayyen bir cezası bulunmayan bir suçtan dolayı ukubeten yapılan ta'zirdir. Mücrimin bu hususta müslim ile gayr-i müslim; hür ile âbid; erkek ile kadın olması müsavidir

TA'ZİRAT : Turkish Risale

(Ta'zir. C.) Vesile ve bahane aramalar. Esassız özür bildirmeler

TA'ZİYANE : Turkish Risale

f. Ta'ziye eder surette. Ta'ziye ederek

TA'ZİYE : Turkish Risale

Yeni ölen birisinin yakınlarının acısını paylaşır söz söylemek, teselli etmek. Baş sağlığı dilemek. "Allah sabr-ı cemil ihsan etsin" diye söylemek

TA'ZİZ : Turkish Risale

Bir adamı aziz kılmak. Hürmet ve muhabbetle sevmek

TA'ŞİR : Turkish Risale

(C.: Ta'şirât) (Öşr. den) Öşürünü alma. Onda birini alma. * Ona bölme

TA'ŞİYE : Turkish Risale

Akşam yemeğini yemek

TA'ŞİŞ : Turkish Risale

Hurmanın yaprağının az olması. * Kuşun yuva yapması

TA-BE : Turkish Risale

f. "... e kadar" mânasına gelir ve kelimelerin başlarına eklenir

TAA : Turkish Risale

Muti olmak. İtaat etmek

TAAB : Turkish Risale

Yorgunluk. Sıkıntı. Zahmet. Bezginlik. Eziyet

TAAB-I DİMAĞÎ : Turkish Risale

Zihnî yorgunluk. Dimağın yorgunluğu

TAAB-ÂVER : Turkish Risale

f. Yorgunluk veren

TAABBÜD : Turkish Risale

İbadet etmek. Kulluk etmek.(Ey insan! Kur'ânın desâtirindendir ki, Cenab-ı Hakk'ın mâsivâsından hiçbir şeyi ona taabbüd edecek bir derecede kendinden büyük zannetme. Hem sen kendini hiç bir şeyden tekebbür edecek derecede büyük tutma. Çünkü mahlukat, ma'budiyetten uzaklık noktasında müsâvi oldukları gibi, mahlukiyet nisbetinde de birdirler. L.)

TAABBÜDÎ : Turkish Risale

İbadete ait olup emrolunduğu için yapılan. Sebeb ve illeti sadece emir olan, aklın muhakemesine bağlı olmayan. İbâdete âit ve müteallik.(Mesâil-i şeriattan bir kısmına "Taabbüdî" denilir; aklın muhakemesine bağlı değildir; emrolduğu için yapılır. İlleti, emirdir.Bir kısmına "Mâkul-ül mâna" tâbir edilir. Yâni: Bir hikmet ve bir maslahatı var ki, o hükmün teşriine müreccih olmuş; fakat sebep ve illet değil. Çünkü: Hakiki illet, emir ve nehy-i İlâhidir.Şeairin taabbüdî kısmı; hikmet ve maslahat onu tağyir edemez, taabbüdîlik ciheti tereccuh ediyor, ona ilişilmez. Yüzbin maslahat gelse, onu tağyir edemez. Öyle de: "Şeairin faidesi, yalnız mâlum mesâlihtir." denilmez ve öyle bilmek hatâdır. Belki o maslahatlar ise, çok hikmetlerinden bir faidesi olabilir. Meselâ biri dese: "Ezanın hikmeti, müslümanları namaza çağırmaktır; şu halde bir tüfenk atmak kâfidir. "Halbuki o divane bilmez ki, binler maslahat-ı ezaniye içinde o bir maslahattır. Tüfenk sesi, o maslahatı verse; acaba nev'-i beşer namına, yahut o şehir ahalisi namına hilkat-ı kâinatın netice-i uzması ve nevi beşerin netice-i hilkatı olan ilân-ı Tevhid ve Rububiyet-i İlâhiyeye karşı izhar-ı ubudiyete vasıta olan ezanın yerini nasıl tutacak?Elhasıl: Cehennem lüzumsuz değil; çok işler var ki, bütün kuvvetiyle "Yaşasın Cehennem!" der. Cennet dahi ucuz değildir; mühim fiat ister. M.)

TAABBÜS : Turkish Risale

Sayıklama. * Havadaki bir şeyi tutmağa çalışır gibi ellerini sallıyarak hareket ettirme