Turkish Risale
TAAC'UC : Turkish Risale
Çeşitli seslerin birbirine karışması
TAACCÜB : Turkish Risale
şaşma, hayret etme. Tahayyür."Resul-ü Ekrem'den (A.S.M.) rivayet olunuyor ki: "Taaccüb bütün taaccüb ona ki: Cenab-ı Hakk'ın halkını görüp dururken Allah'da şek eder. Şuna taaccüb olunur ki: Neş'et-i ulâyı tanır da neş'et-i uhrâyı inkâr eder. Şuna da taaccüb olunur ki: Her gün her gece ölüp dirilip dururken ba's-ü nüşuru inkâr eder. şuna da taaccüb olunur ki: Cennet'e ve naim-i Cennet'e iman eder de yine dâr-ül gurur için çalışır. Şuna da taaccüb olunur ki: Evvelinin bulaşık bir nutfe, âhirinin mülevves bir ciyfe olduğunu bilir de yine tekebbür ve tefâhur eder." (E.T.)
TAACCÜC : Turkish Risale
Şamata, gürültü, patırtı
TAACCÜL : Turkish Risale
Acelecilik. Acele etmek
TAACCÜLAT : Turkish Risale
(Taaccül. C.) Acele etmeler. Acelecilikler
TAACCÜN : Turkish Risale
(Acn. dan) Hamurlaşma, hamur hâline gelme, mâcun gibi olma
TAACİB : Turkish Risale
Acayib şeyler. Tuhaf şeyler
TAADDÜD : Turkish Risale
Çoğalma. Birden fazla olma. Tekessür etme
TAADDÜD-Ü EZVAC : Turkish Risale
(Bak: Taaddüd-ü zevcat)
TAADDÜD-Ü ZEVCAT : Turkish Risale
Bir kaç kadınla evlilik hali. (Bak: Aile)(Medeniyet, taaddüd-ü ezvacı kabul etmiyor. Kur'anın o hükmünü, kendine muhalif-i hikmet ve maslahat-ı beşeriyeye münâfi telâkki eder. Evet, eğer izdivacdaki hikmet, yalnız kaza-yı şehvet olsa, taaddüt bilâkis olmalı. Halbuki, hatta bütün hayvânatın şehâdetiyle ve izdivac eden nebâtatın tasdikıyle sabittir ki; izdivacın hikmeti ve gayesi, tenasüldür. Kaza-yı şehvet lezzeti ise, o vazifeyi gördürmek için rahmet tarafından verilen bir ücret-i cüz'iyyedir. Madem, hikmeten, hakikaten, izdivaç, nesil içindir, nev'in bekası içindir. Elbette, bir senede yalnız bir defa tevellüde kabil ve ayın yarısında kabil-i telâkkuh olan ve elli senede ye'se düşen bir kadın, ekseri vakitte tâ yüz seneye kadar kabil-i telkih bir erkeğe kâfi gelmediğinden, medeniyet pekçok fâhişehâneleri kabul etmeye mecburdur. S.) (İslâmiyet'in ahkâmı iki kısımdır:Birisi: Şeriat ona müessistir, bu ise hüsn-ü hakiki ve hayr-ı mahzdır.İkincisi: Şeriat muaddildir. Yâni; gayet vahşi ve gaddar bir suretten çıkarıp, ehven-i şer ve muaddel ve tabiat-ı beşere tatbiki mümkün ve tamamen hüsn-ü hakikiye geçebilmek için zaman ve zeminden alınmış bir surete ifrağ etmiştir. Çünki, birden tabiat-ı beşerde umumen hüküm-ferma olan bir emri birden ref'etme, bir tabiat-ı beşeri birden kalbetmek iktiza eder. Binaenaleyh, Şeriat, vâzı-ı esâret değildir. Belki en vahşi suretten, böyle tamamen hürriyete yol açacak ve geçebilecek surete indirmiştir, tâdil etmiştir. Hem de dörde kadar taaddüd-ü zevcat tabiata, akla, hikmete muvâfık olmakla beraber, şeriat bir taneden dörde çıkarmamış, belki sekiz dokuzdan dörde indirmiştir. Bahusus taaddüdde öyle şerâit koymuştur ki; ona mürâat etmekle hiç bir mazarrata müeddi olmaz. Bazı noktada şer olsa da ehven-i şerdir. Ehven-i şer ise bir adâlet-i izâfiyedir... Münâzarat)
TAADDİ : Turkish Risale
Saldırma. * Düşmanlık. * Ezme. * Şeriattan ayrılma. Tecavüz etme. Zulmetme. Örf âdet ve mukavelenin hilâfına hareket etme. * Gr: Fiilin geçer halde olması, müteaddi olması
TAADÜL : Turkish Risale
Beraberlik, eşitlik
TAADİ : Turkish Risale
Düşmanlık etmek
TAAFFÜF : Turkish Risale
İffetli olma. İffetli görünme. * Tekellüfle salihlik yapma. Ahlâk dışı şeylerden kaçınma. * İstemekten uzak durma
TAAFFÜN : Turkish Risale
(Ufunet. den) Çürüyüp kokuşma. Leş kokusu. Fena ve pis kokular
TAAFFÜN-İ NEFES : Turkish Risale
Nefesin kokması
TAAFFÜNAT : Turkish Risale
(Taaffün. C.) Fena ve pis kokular
TAAHHÜD : Turkish Risale
(Ahd. den) Bir işin veya bir şeyin yapılması için söz verme, üzerine almak. İltizam etme. Resmi söz verme. Yüklenme. * Postaya verilen bir şeyin, yerine varmasını sağlama
TAAHHÜDNÂME : Turkish Risale
f. Söz verdiğine ve taahhüd ettiğine dair yazılan vesika
TAAHHÜDÂT : Turkish Risale
(Taahhüd. C.) Üzerine alınan işler. Taahhüdler
TAAKKUD : Turkish Risale
(Ukde. den) Bağlanma. Düğümlenme. Anlaşılmaz hâle gelme
TAAKKUL : Turkish Risale
Hatırlama. Zihin yararak anlama. Akıl erdirme. Hatıra getirme. (Bak: Dimağ)
TAALA : Turkish Risale
(Bak: Teâlâ)
TAALLUK : Turkish Risale
Bağlılık. Münasebet. Alâkalı oluş. Ait olma. * Dünya alâkası. * Sevme
TAALLUKAT : Turkish Risale
Bir kimsenin yakınları, akrabaları. Alâkalılar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani