Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

BENÂT-I Bİ'SE : Turkish Risale

Musibetler, belâlar, felâketler, âfetler

BENÂT-ÜD DEHR : Turkish Risale

Âfetler. * Zahmetler

BENÂT-ÜL ARZ : Turkish Risale

Pınarlar, ırmaklar

BENÂT-ÜR RÜŞDE : Turkish Risale

Nikâhlı kadından doğan evlat

BENÂT-ÜS SADR : Turkish Risale

Endişe. * Hayal. * Kederler

BENÎ : Turkish Risale

Oğullar, evlâtlar, çocuklar. (Aslı: Benûn-Benîn)

BENÎ BEŞER : Turkish Risale

İnsanlar

BENÎ ÜMEYYE : Turkish Risale

Emeviler

BENÎ İSRÂİL : Turkish Risale

İsrâil oğulları. Yahudiler. Yahudi

BENÎN : Turkish Risale

(İbn. C.) Oğullar, erkek çocuklar. * Akıllı, temkinli, tedbirli kimse

BENÛN : Turkish Risale

(Benîn) (İbn. C.) Oğullar. Zâdeler. Veledler

BENİKA : Turkish Risale

(C.: Benâyık) Elbisenin koltukaltı parçası

BENİMSEMEK : Turkish Risale

t. Sahip çıkmak, bir şey hakkında benimdir iddiasında bulunmak. Kabullenmek

f. Üzere, üzerine, yukarı mânasına (ve Arabçadaki "Alâ" yerine edat-ı isti'lâdır) * Göğüs, sine, bağır, sadır. * Fayda. * Hamil. * Hıfz. * Yan. * Taraf. * Nâkil. Götürücü. * Meyve. * Yaprak. Varak. * Meme.* Genç kadın.* Evin kapısı

BER-AKİS : Turkish Risale

f. Aksine, zıddına, tersine

BER-AVER : Turkish Risale

f. Yemiş ağacı

BER-BELEND : Turkish Risale

f. Çok yüksek yer veya rütbe

BER-BEND : Turkish Risale

f. Ufak çocuğu annesinin sırtına bağlamağa yarıyan göğüs kuşağı

BER-CA : Turkish Risale

f. Yerinde, münâsib

Turkish Risale