Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
TAKSİM-İ A'MÂL : Turkish Risale

İş bölümü, iş taksimi.(Sani'i-i Zülcelâl'in hilkat-i âlemde câri ve taksim-ül-a'mâl kaidesinden akan kanun-u tekemmül ve terakkide mündemiç olan rıza ve işaretinin imtisali farz iken, itaat tamam edilmemiştir. Şöyle: Kaide-i taksim-ül-a'mâli muktazi olan hikmet-i İlâhiyenin dest-i inayetiyle beşerin mahiyetinde ekmiş olduğu istidadât ve muyulâtla şeriat-ı hilkatin farz-ül-kifayesi hükmünde olan fünun ve sanayiin edasına bir emr-i manevî vermişken su-i istimalimiz ile o istidaddan tevellüd eden meyle kuvvet ve meded verici olan şevki bu hırs-ı kâzib ve şu re's-i riya olan meylü't-tefevvuk ile zayi edip söndürdük. Elbette isyan eden cehenneme müstehak olur. Biz de bu hilkat denilen şeriat-ı fıtriyenin evamirine imtisal edemediğimizden cehennem-i cehl ile muazzeb olduk. Bu azabdan bizi kurtaracak taksim-ül-a'mal kanunuyla amel etmektir. Zira seleflerimiz taksim-ül-a'mâlin ameli ile cinan-ı ulûma dâhil olmuşlardır. R.N.)

TAKSİM-İ GURAMÂ : Turkish Risale

Kârı veya zararı ortaklar arasında koydukları sermaye nisbetinde taksim etmek. * Fık: Bir borçlunun terekesini alacaklıların borç miktarları nisbetinde aralarında taksim etmek

TAKSİMÂT : Turkish Risale

Taksimler. Bölmeler. Cüz cüz ayırmalar

TAKSİR : Turkish Risale

(Kasr. dan) Kısaltma, kısma. * Kusur, hata, kabahat, suç. Günah. * Bir işi eksik yapma. * Bir şeyi yapabilir iken yapmama. * Zayıflatmak, süstlük etmek. * Geri kalmak

TAKSİRAT : Turkish Risale

(Taksir. C.) Kusurlar, suçlar, günahlar, kabahatlar

TAKSİS : Turkish Risale

Kireç ile bina yapmak. * Kireç ile sıvamak

TAKSİT : Turkish Risale

(Kıst. dan) Belli zamanlarda parça parça ödenecek para

TAKTAKA : Turkish Risale

(Tıktıka) Taşlardan çıkan ses. * Hayvanların ayak sesleri veya bunları anlatmak için söylenen kelime

TAKTİ' : Turkish Risale

Kesme. Kesilme. Parça parça etme. Parçalara bölme

TAKTİB : Turkish Risale

Kaş çatıp yüz ekşitme

TAKTİK : Turkish Risale

Fr. Asker kuvvetlerini harb meydanlarında düşmanı şaşırtarak kullanma. Bu işi tedkik eden ilim. * Mc: Bir işte muvaffakiyet için lüzum eden yolları kullanma

TAKTİL : Turkish Risale

(Katl. den) Çok öldürmek, çok katletmek. * Muti etmek, itaat ettirmek, boyun eğdirmek

TAKTİN : Turkish Risale

Filiz sürme

TAKTİR : Turkish Risale

Damla damla akıtmak. Damlatmak. İnbikten çekmek

TAKTİRAT : Turkish Risale

Damla damla akıtmalar

TAKUT : Turkish Risale

Feryun adı verilen darı cinsi

TAKVA : Turkish Risale

Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek. (Bak: Amel-i-sâlih, İttika, Vicdan)(Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def'-i şer, celb-i nef'a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan, def-i mefasid ve terk-i kebair üss-ül esas olup, büyük bir rüçhaniyet kesbetmiş. R.N.)(Ey muhatab olan insanlar! Havf ve reca ortasında bulunmakla, takvayı recâ ederek Rabbinize ibadet ediniz. Bu itibarla insan, ibadetine itimad etmemelidir ve daima ibadetinin artmasına çalışmalıdır. Reca mânası, sâmi' ve müşahidlere göre olursa şöyle te'vil edilecektir:Ey müşahidler! Arslanın pençesini gören adam, o pençenin iktizası olan parçalamayı arslandan ümid ve reca ettiği gibi; siz de, insanları ibadet techizatiyle mücehhez olduklarını gördüğünüzden, onlardan takvayı reca ve intizar edebilirsiniz. Ve keza, ibadetin fıtrî bir iktiza neticesi olduğuna işarettir. Takva, tabakat-ı mezkurenin ibadetlerine terettüb ettiğinden, takvanın bütün kısımlarına, mertebelerine de şamildir. Meselâ: Şirkten takva; kebairden, masivaullahdan kalbini hıfzetmekle takva; ikabdan içtinab etmekle takva; gazabdan tahaffuz etmekle takva. Demek kelimesi bu gibi mertebeleri tazammun eder. Ve keza, ibadetin ancak ihlâs ile ibadet olduğuna ve ibadetin mahzan vesile olmayıp maksud-u bizzat olduğuna; ve ibadetin sevab ve ikab için yapılmaması lüzumuna işarettir. İ.İ.)

TAKVİB : Turkish Risale

Bir şeyi yerinden çekip koparma. * Yeri kazma

TAKVİD : Turkish Risale

Çok uzun boyunlu olmak

TAKVİL : Turkish Risale

(C.: Takvilât) İftira. Yalan söyleşmek. * Haber vermek

TAKVİM : Turkish Risale

Düzeltme. Doğrultma. Kıvamına koyma. Eğriyi doğru tutma. * Ta'dil etme. * Bir şeye kıymet tâyin eylemek. * Her gün güneşin doğuşu, batışı, ay ahkâmı ve süresi kaydedilmiş olan defter. * Günlük olaylardan bahseden gazete

TAKVİM-İ ARABÎ : Turkish Risale

Hicretten 17 sene sonra görülen lüzum üzerine Hazret-i Ömer (R.A.) tarafından Kamer senesi esas ve hicret tarihi başlangıç sayılmak suretiyle tertiplenen takvim

TAKVİMÇE : Turkish Risale

f. Küçük takvim

TAKVİR (TAKAVÜR) : Turkish Risale

Bir cismi yuvarlak kesmek

TAKVİS : Turkish Risale

(Kavs. den) Kavislendirme. Yay şekline koyma