Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

TAZAVVU' : Turkish Risale

Bir şeyin güzel kokusunun etrafa yayılması

TAZE : Turkish Risale

f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe

TAZEGÎ : Turkish Risale

f. Tazelik, yenilik, körpelik. * Gençlik

TAZHİR : Turkish Risale

(Zahr. dan) Arkaya atma. Arkaya bırakma veya bırakılma. İhtimâl

TAZLİL : Turkish Risale

(Zıll. den) Gölgelendirme veya gölgelendirilme

Kefil olmak. * Zarar verdiği kimsenin zarar ve ziyanını ödemek. * Edb: Başkasına ait bir mısra veya beyti intihâl ve tevârüd olmaksızın kendi şiirine alma san'atı. * Bir şeyi bir şeye dâhil etmek. * Zararı ödetmek

TAZMİNÂT : Turkish Risale

(Tazmin. C.) Zarar ve ziyana karşı ödenen bedeller. * Zararların bedellerini ödetme

TAZR : Turkish Risale

Eliyle vurup def'etmek. El ile kovmak

TAZRİR : Turkish Risale

Zarar vermek. Zarara uğratmak

TAZYİ' : Turkish Risale

(C.: Tazyiât) (Ziyâ. dan) Kaybına sebeb olma, bırakıp kaybetme. Boşuna harcama

TAZYİ-İ EVKAT : Turkish Risale

Boş yere vakit geçirme. Zaman harcama. Vakit kaybetme

TAZYİK : Turkish Risale

Daraltmak, sıkıştırmak. * İcbar etmek. * Sıkıntı ve ızdırab vermek. * Zorlama, baskı. * Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi. Basınç. Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine ve hem de yanlarına; gazlar ise, içinde kapalı oldukları kabın her tarafına basınç yaparlar

TAZYİKAT : Turkish Risale

(Tazyik. C.) Tazyikler. Sıkıştırmalar. Baskılar. Zorlamalar. * Basınçlar

TAZİ : Turkish Risale

(C.: Tâziyân) Araplar

TAZİYANE : Turkish Risale

f. Sebeb. Vasıta. * Kırbaç, kamçı

TAZİYANE-İ TA'ZİB : Turkish Risale

Azab vermek, azablandırmak kamçısı

TAÎ : Turkish Risale

Arabistan'da mevcut Tay kabilesinden olan

TAİB : Turkish Risale

Tövbe eden. Günahlarına pişman olan

Turkish Risale

TAZARRUR : Turkish Risale