Turkish Risale
TEBUK : Turkish Risale
Hicaz'ın kuzey tarafında Medine-i Münevvere'den Şam'a giden yolun ortasında bir yerdir ve Peygamber Efendimizin son gazvesinin yeri olmakla meşhurdur. Tebuk'te Peygamberimiz tarafından yaptırılan bir duvar bir hurmalık ve bir de çeşme var olduğu rivayet edilir
TEBUK GAZVESİ : Turkish Risale
Hicretin dokuzuncu senesinde vuku bulmuştur. Şam'da bulunan Rumlar tarafından o civarın halkı, müslümanlara karşı ayaklandırıldığı Peygamberimiz tarafından duyulduğunda, onlara karşı asker hazırlayarak Tebuk'e gitmiş ve oranın ileri gelenleri Peygamberimize gelerek barışa çalışmışlardır. Tebuk'te on gün kadar kaldıktan sonra ne Rumlardan ve ne de müttefikleri olan Araplardan kimse harp için çıkmadığından tekrar Medine-i Münevvere'ye dönülmüştür
TEBVİB : Turkish Risale
(Bâb. dan) Kısım kısım ayırma. Bablara ayırma
TEBVİE : Turkish Risale
Bir kadını boş bir evde oturtma
TEBYİN : Turkish Risale
Belirtme. Açıkça anlatma. * İsbat etme
TEBYİZ : Turkish Risale
Temizce yazma. Müsveddeden daha iyice bir kâğıda yazma. * Ağartma, beyazlatma
TEBZİL : Turkish Risale
Delme, yarma. Çok azimle bir şeye girişmek, adamak
TEBZİR : Turkish Risale
Boş yere malını sarf etmek. * Serpmek. Dağıtmak. * İsraf etmek, lâyık olmayan yere malını sarfetmek
TEBZİRÂT : Turkish Risale
(Tebzir. C.) İsraflar. * Tohum saçmalar
TEBİ' : Turkish Risale
Yardımcı, yardak. * Sığır yavrusu
TEBİA : Turkish Risale
Zulümle ve zorla alınmış olan kumaş
TEBŞİR : Turkish Risale
Müjdelemek. Hayır haber vermek. Müjdelenmek
TEBŞİRÂT : Turkish Risale
(Tebşir. C.) Müjdelemeler, müjde vermeler
TEC'İD : Turkish Risale
(Ca'd. den) Saç kıvırtma
TECA'CU : Turkish Risale
Yere düşmek
TECA'UD : Turkish Risale
(Ca'd. dan) Büklüm büklüm olma (saç)
TECADU' : Turkish Risale
Husumet etmek, düşmanlık etmek
TECAFİ : Turkish Risale
Uzak olma. Yerinden bir tarafa ayrılma
TECAHÜD : Turkish Risale
Kuvvetini sarfedip uğraşmak. Çalışmak
TECAHÜF : Turkish Risale
Darbetmek, vurmak. * Üstün gelmek, galebe etmek
TECAHÜL : Turkish Risale
Bilmezlikten gelme. Bilmiyor görünme
TECAHÜL-İ ÂRİFANE : Turkish Risale
Edb: Bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi gösterme. Bilen bir kimsenin, bilmez gibi davranması
TECAHÜLKÂR : Turkish Risale
f. Bilmezlikten gelen
TECAHÜM : Turkish Risale
Yüz pörtürmek
TECAHÜR : Turkish Risale
Aşikâre olmak, açık ve belli olmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani