Turkish Risale
TEF'İL : Turkish Risale
Fal açtırmak. Tefe'ül etmek
TEFA' : Turkish Risale
Hiddet ve gadap etmek, öfkelenmek, kızmak
TEFADDUL : Turkish Risale
Faziletlilik iddiasında bulunmak. Üstünlük taslamak. * Bir kimseyi inâyet, ihsan ve kerem ile memnun etmek
TEFADİ : Turkish Risale
Bir kimseye "Sana ben feda olayım" demek. * Feda etmek
TEFAFİH : Turkish Risale
(Tuffâh. C.) Elmalar
TEFAHE : Turkish Risale
Horluk, hakirlik. * Tatsızlık
TEFAHHUC : Turkish Risale
Oturduktan sonra ayaklarını ayırmak
TEFAHHUL : Turkish Risale
Aygırlanmak
TEFAHHUM : Turkish Risale
Kömürleşme. Kömür hâline gelme
TEFAHHUR : Turkish Risale
(C.: Tefahhurât) (Fahr. dan) Övünme, fahirlenme
TEFAHHUS : Turkish Risale
Bir şeyin, bir mes'elenin iç yüzünü dikkatle araştırma
TEFAHHUSÂT : Turkish Risale
(Tefahhus. C.) İnceden inceye araştırmalar
TEFAHHUŞ : Turkish Risale
Fuhşa düşmek, fâhişe olmak. Ahlâksız olmak. * Çirkin sözler söylemek
TEFAHUR : Turkish Risale
Fahirlenmek. İftihar etmek. Kendini iyi görüp, kusurdan gaflet etmek
TEFAHUŞ : Turkish Risale
Birbirine çirkin sözler söylemek
TEFAKKUD : Turkish Risale
(C.: Tefakkudât) Arayıp sorma. Sorup soruşturma
TEFAKKUH : Turkish Risale
Gül gibi açılma
TEFAKKUR : Turkish Risale
(Fakr. dan) Fakirleşme. Fukaralaşma
TEFAKUM : Turkish Risale
İş büyüyüp güçleşme
TEFAKÜH : Turkish Risale
(Fâkihe. den) Birbirlerine karşılıklı yemiş atma. * Mc: Şakalaşma
TEFANİ : Turkish Risale
Birbirinde fâni olmak. Arkadaşının iyi ahlâkıyla sevinmek. Arkadaşının, kardeşinin meziyyet ve hissiyatı ile fikren yaşamak
TEFARÜT : Turkish Risale
Müsabaka etmek, yarışmak
TEFARİC : Turkish Risale
(Tefric. C.) Yırtmalar, genişletmeler. * Ferah vermeler. * Korkaklar, zaifler, yüreksizler. * (Tifrac. C.) Yırtmaçlar, aralıklar
TEFARİK : Turkish Risale
Müteferrik olanlar. Tefrikalar. Ayırma ve seçmeler. * Taksitler. Ufak tefek şeyler. Ayrıca şeyler. * Küçük hediyelik eşya
TEFARİK-UL ASÂ : Turkish Risale
Bir atasözüdür. Bu darb-ı mesel hakkında meşhur Kamus Tercümesi'nde hülâsaten şu mâlumat var: "Arab'dan fakir bir kadının zaif ve gayet huysuz bir oğlu varmış. Yaptığı müteaddit kavgalarda meselâ bir defasında burnunu, bir defasında kulağını, bir defasında dudaklarını kesmişler. Her bir defasında da annesi çocuğunun kesilen azalarına bedelen diyet alarak zenginleşti. Bu sebeple oğluna: "Sen tefarik-ul-asâdan daha faydalısın." Zira o, asâ ki, bir cins ağaç olup, parçalandıkça her bir parçasından yine faydalı şeyler yapılırdı. Onun gibi oğlunun da vücud parçaları daha faydalı oldu. Yani, bir (şey) olmakla beraber, muhtelif fayda cihetleri bulunan şeyler için mecazen bu tabir kullanılır
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani