Turkish Risale
TELECCÜN : Turkish Risale
Bir nesneyi ovalayıp kirini gidermek
TELECLÜC : Turkish Risale
Söylerken şaşırarak ağzında lâkırdıyı karıştırarak söylemek. * Kımıldatmak. Hareket etmek. * Tereddüt
TELEDDÜD : Turkish Risale
Sağına ve soluna iltifat etmek
TELEDDÜM : Turkish Risale
Kaftan eskitmek. * Yama vurmak
TELEDDÜN : Turkish Risale
Eğlenmek
TELEF : Turkish Risale
Yok olmak. Ölmek. Zâyi olmak. * Boş yere harcamak
TELEFFÜM : Turkish Risale
Yüzüne ve ağzına yaşmak bağlamak
TELEFFÜT : Turkish Risale
Etrâfına bakınma
TELEFÂT : Turkish Risale
(Telef. C.) Ölüm sebebiyle olan kayıplar
TELEHCÜM : Turkish Risale
Haris olmak, hırslı olmak
TELEHHÜB : Turkish Risale
(Leheb. den) Alevlenme, tutuşma, alevlenip yanma. * İltihap
TELEHHÜF : Turkish Risale
Mahzun olmak. Hasret ve kederle yanıp yıkılmak. Ah çekmek
TELEHHÜM : Turkish Risale
Yutmak
TELEHHİ : Turkish Risale
Oynama. Oyun ile vakit geçirme
TELEHVUK : Turkish Risale
Huyu olmadan cömertlik göstermek
TELEHVÜC : Turkish Risale
Biri işi gevşek yapmak
TELEKKÜ' : Turkish Risale
Tevakkuf etmek, durmak, duraklamak. * Bir işe dolaşmak
TELEMLÜM : Turkish Risale
Cem'olmak, toplanmak, birikmek
TELEMMU' : Turkish Risale
Parıldama. Işıldama
TELEMMÜC : Turkish Risale
Yemek artığını dil ile ağızda aramak. * Tatmak. * Yemek
TELEMMÜK : Turkish Risale
Tatmak. * Yemek
TELEMMÜS : Turkish Risale
(Lems. den) El ile dokunma
TELEMMÜZ : Turkish Risale
Tatmak. * Yemek. * Dili ağızda döndürüp yemek kırıntısı aramak
TELEPATİ : Turkish Risale
yun. Gelecekte veya uzakta olan bir hâdiseyi o anda duyma hâli
TELESKOP : Turkish Risale
Fr. Gök cisimlerini görmek için kuvvetli dürbün
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani