Turkish Risale
BERÂAT : Turkish Risale
Haşmet, metanet. İlim ve şecaatta, güzel vasıflarda emsâlinden üstünlük. Hüsn ve cemâlde tam olmak,emsâlinden üstün olmak
BERÂAT-ÜL İSTİHLÂL : Turkish Risale
Bir eserin içindekilerini güzel bir başlangıçla baş tarafında anlatmak. İyi bir alâmet. Güzel bir başlangıç. * Bir ibarede müradif ve mukni birkaç kelime bulunması, hüsn ve insicamdaki ibarenin vech-i mergub üzere te'lif ve terkibi. * Maaş, rütbe, nişan için hükümetçe bildirilen yazı gibi vesika
BERÂET : Turkish Risale
Temize çıkma. Temizlik, münezzehiyet. Bulaşık ve giriftâr olmama. Âri olma. * Huk: Bir davânın neticesinde suçsuz olduğu anlaşılma. (Bak: Ber')
BERÂET-İ ZİMMET : Turkish Risale
Zimmetinde birşey olmayış, suçsuzluk
BERÂY : Turkish Risale
f. İçin, dolayı, binâen. (Arabçadaki "Li, li ecli" yerinde bir tâbirdir.)
BERÂY-I MALÛMAT : Turkish Risale
Mâlûmat için
BERÂY-I TENEZZÜH : Turkish Risale
Tenezzüh için, gezinti için
BERÂY-I TİCÂRET : Turkish Risale
Ticâret için. Ticâret maksadı ile
BERÂY-I İSTİKBÂL : Turkish Risale
Karşılamak için
BERÇİDE : Turkish Risale
f. Devşirilmiş, toplanmış
BERÇİN : Turkish Risale
f. Toplayıcı
BERÎ : Turkish Risale
(Berâet. den) Kurtulmuş. Temiz. Kayıt ve hüküm altında olmayan. Zimmeti bulunmayan adam. Hiçbir karışıklık, kusur ve noksanı olmayan. Hastalıktan sâlim olan. (Bak: Ber')
BERÛD : Turkish Risale
Soğutucu. * Göze çekilen sürme
BERÛMEND : Turkish Risale
f. Faydalı, verimli. * Ter ü taze. * Nasibli, hisseli
BERÛMENDÎ : Turkish Risale
f. Faydalı, menfaatli olma
BERÛZ : Turkish Risale
f. Kavga, savaş, muhârebe
BERİA : Turkish Risale
Akılda güzellik, zekâda ve kıyasette emsalinden üstün olan. (Bak: Beraa)
BERİBERİ : Turkish Risale
(Seylanca) Asya'nın güneydoğusu ile Okyanusya, Senegal ve Brezilya'nın yerli halklarında görülen ve B vitamini eksikliğinde vücuda gelen bir hastalık
BERİCEN : Turkish Risale
f. İçerisinde ekmek pişirilen ocak veya fırın
BERİD : Turkish Risale
Postacı. Haberci. Elçi. * Sürücü. * Dört fersah mesâfe
BERİD-İ FELEK : Turkish Risale
Satürn (Zühal) gezegeni
BERİG : Turkish Risale
f. Set, bent
BERİK : Turkish Risale
Yıldırayıcı, çok parlak nesne. (Mübâlağası: Berrak) * Parıltı, ışık, ziya
BERİKE : Turkish Risale
Yırtmak. Paralamak. * Un helvası
BERİLYUM : Turkish Risale
yun. Zümrüt gibi bazı taşların bileşiminde bulunan bir elementtir. (Be) sembolü ile gösterilir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani