Turkish Risale
TENEZZEHE : Turkish Risale
Noksan sıfatlardan uzak (meâlinde Allah C.C. için söylenen duâdandır.)
TENEZZÜH : Turkish Risale
Uzaklaşmak. * Gezinti. Bağ ve bahçe gibi yerlere gam ve kederi izale için çıkmak. * Kusur, pislik ve ayıptan uzak olmak
TENEZZÜH-Ü ZÂTÎ : Turkish Risale
Zata mahsus tenezzüh. Yani zatının bütün noksan sıfatlardan, kusurlardan temiz ve uzak oluşu.(Zât-ı Vâcib-ül Vücud'un vücub-u vücuduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğna-i zâtîsine ve gınâ-i mutlakına muvafık bir surette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsine münâsib bir şekilde, hadsiz bir şefkat-i mukaddese ve nihayetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır. M.)
TENEZZÜL : Turkish Risale
(C.: Tenezzülât) İnme, düşme. Aşağılama. * Gönül alçaklığı. Karşısındakinin seviyesine göre tevâzu ile konuşmak. * Yavaş yavaş inmek. Mekânını yukarıdan aşağıya nakletmek
TENEZZÜL-Ü EMTAR : Turkish Risale
Yağmur yağması. Yağmur katrelerinin inişi
TENEZZÜLEN : Turkish Risale
Alçak gönüllülükle, tevâzu ve mahviyet içinde, kibirsizlikle
TENEZZÜLÂT-I İLÂHİYE : Turkish Risale
Cenab-ı Hakk kelâmiyle, kullarının anlayış seviyelerine göre konuşması ve derin hakikatları, anlıyabilecekleri ifadelerle beyan etmesi
TENEZZÜR : Turkish Risale
Korkmak. * Adak adamak, nezretmek
TENEZZİ : Turkish Risale
Evmek, sür'at, acele etmek
TENEŞŞUT : Turkish Risale
(Neşat. dan) Ferahlanma, keyiflenme
TENEŞŞÜB : Turkish Risale
Bir şeye ilişip tutulma
TENEŞŞÜD : Turkish Risale
Bir haberi veya bir şeyi öğrenmek için insanların farkına varamıyacağı şekilde nezâketle soruşturma
TENEŞŞÜF : Turkish Risale
(Suyu veya rutubeti) çekme, emme
TENEŞŞİ : Turkish Risale
Neşvelenme, sarhoş olma
TENFİH : Turkish Risale
(C.: Tenfihât) (Nefh. den) Üfleyip şişirme. * Çok üfleme
TENFİL : Turkish Risale
Ziyade etmek, çoğaltmak. * Kandırmak
TENFİR : Turkish Risale
(Nefret. den) Ürkütme, korkutma. * Nefret ettirme. * Mekruh ve müstehcen isim takma. * Galibiyetle hükmetme. * (Nefir. den) Asker toplama
TENFİS : Turkish Risale
(C.: Tenfisât) (Nefes. den) Nefeslendirme, soluklandırma, ferahlandırma
TENFİT : Turkish Risale
Çok kaynatmak. * Neftlemek
TENFİZ : Turkish Risale
İnfaz etmek. Hükmünü yürütmek. * İçinden geçirmek ve öteye çıkarmak
TENFİZ-İ AHKÂM : Turkish Risale
Hükümleri yürütmek, kanunları tatbik etmek
TENFİŞ : Turkish Risale
(C.: Tenfişât) Pamuk gibi atma. Yün ditme
TENG : Turkish Risale
f. Dar, sıkıntılı, melul, kederli. * Kıtlık
TENGDİL : Turkish Risale
(C.: Tengdilân) f. Yüreği dar. İçi sıkıntılı
TENGNA : Turkish Risale
f. Dar yer. Geçit, boğaz. Sıkıntılı yer. * Mezar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani