Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
TEZEVVÜC : Turkish Risale

(C.: Tezevvücât) (Zevc. den) Evlenme, kadın eş alma, zevce edinme

TEZEVVÜCÂT : Turkish Risale

(Tezevvüc. C.) Evlenmeler, zevce edinmeler

TEZEVVÜD : Turkish Risale

Azıklanma. Yanına yiyecek alma

TEZEYYUG : Turkish Risale

Haktan ayrılmak. * Kadının süslenip dışarı çıkması

TEZEYYÜB : Turkish Risale

Ağzının köpüğü kenarına yığılmak. * Yaş üzümün kuruması

TEZEYYÜD : Turkish Risale

Ziyadeleşme, çoğalma, artma. * Tekellüfle sözü uzatma

TEZEYYÜN : Turkish Risale

Süslenme. Bezenme

TEZEYYÜN-ÜL EZHÂR : Turkish Risale

Çiçeklerin tezeyyünü, ziynetlenmeleri

TEZEYYÜNÂT : Turkish Risale

(Tezeyyün. C.) Süslenmeler, ziynetlenmeler

TEZFİF : Turkish Risale

Hazırlamak. * Katli sür'atlendirmek

TEZFİT : Turkish Risale

Ziftleme, zift sürme

TEZGÂH : Turkish Risale

f. Dokuma âleti. * Ticaret masası. İş yeri

TEZHİB : Turkish Risale

(Zeheb. den) (C.: Tezhibât) Yaldızlama işi, yaldızlama sanatı. * Süsleme. * Altın sürme. * Dişlere altın dolgu yapma, çürümüş dişleri altınla doldurma

TEZKERE : Turkish Risale

(Tezkire) Pusula. * Herhangi bir iş için izin verildiğini bildirmek üzere alınan resmî vesika. * Bazı meslek sahipleri için yazılan, o şahsın şahsî ve meslekî durumu hakkında bilgi. Biyografi

TEZKÂR : Turkish Risale

(Tizkâr) Zikretme, hatırlatma, anma, yâdolunma

TEZKİK : Turkish Risale

Davarın derisini hilâf-ı âdet üzerine başı tarafından yüzmek

TEZKİN : Turkish Risale

Teşbih etmek, benzetmek

TEZKİR : Turkish Risale

Hatırlatma. * Vazifeyi veya Cenab-ı Hakk'ın emirlerini hatırlatma. Vaaz ve nasihat etme. Tenbih ve ikaz etme. * Gr: Bir kelimeyi müzekker kılmak

TEZKİR-İ MÜSELLEMÂT : Turkish Risale

Müsellematı, hakikat olduğu aşikâr bilinen şeyleri, hususları hatırlatmak, tekrar etmek.(Talim-i nazariyattan ziyade tezkir-i müsellemâta ihtiyaç var. S.)

TEZKİRE : Turkish Risale

(Bak: Tezkere)

TEZKİT : Turkish Risale

Doldurmak

TEZKİYE : Turkish Risale

Doğruluğuna şehadet etmek. * Zekât vermek. * Zekât almak. * Pak ve temiz etmek. * Övmek, medhetmek. * Birisinin durumu hakkında soruşturmak

TEZKİYE-İ NEFS : Turkish Risale

Nefsini temiz bilmek. Kusuru üzerine almamak. Nefsini kusursuz addetmek. * Nefsi kötü şeylerden temizlemek, hayra yöneltmek

TEZLİK : Turkish Risale

Keskin yapmak. * Dayandırmak

TEZLİL : Turkish Risale

Birisini tahkir etme, aşağılatma. Zelil ve hakir bulma