Turkish Risale
TUKAT : Turkish Risale
Nefsini haramdan ve şüpheli nesnelerden saklamak
TUKUS : Turkish Risale
Yaban havucu
TUKYE : Turkish Risale
Sakınma
TUL : Turkish Risale
Boy. * Uzunluk. * Ömür ve hayat. * Uzamak. * Zaman çokluğu. * Çokluk, bolluk
TUL-U EMEL : Turkish Risale
Bitmeyen istek. * Hiç ölmeyecek gibi dünyaya dalmak ve düşünmek. (Ey gafil Said! Bil ki: Galat-ı his nev'inden gayet muvakkat dünyayı lâyemut ve daimî görüyorsun. Etrafına ve dünyaya baktığın zaman bir derece sabit ve müstemir gördüğünden, fani nefsini de o nazar ile sabit telâkki ettiğinden, yalnız kıyametin kopacağından dehşet alıyorsun. Güya kıyametin kopmasına kadar yaşayacaksın gibi, yalnız ondan korkuyorsun. Aklını başına al. Sen ve hususi dünyan, daimî zeval ve fena darbesine maruzsunuz. Senin bu galat-ı hissin ve mağlatan şu misale benzer ki: Bir adam elinde olan âyinesini bir hâne veya bir şehre veya bir bahçeye karşı tutsa; misali bir hâne, bir şehir, bir bahçe o âyinede görünür. Edna bir hareket ve küçük bir tegayyür âyinenin başına gelse, o hayalî hâne ve şehir ve bahçede hercü merc ve karışıklık düşer. Hariçteki hakiki hâne, şehir ve bahçenin devam ve bekası sana faide vermez. Çünkü senin elindeki âyinedeki hâne ve sana ait şehir ve bahçe, yalnız âyinenin sana verdiği mikyas ve mizan iledir. Senin hayatın ve ömrün, âyinedir. Senin dünyanın direği ve âyinesi ve merkezi, senin ömrün ve hayatındır. Her dakikada o hane ve şehir ve bahçenin ölmesi mümkün ve harap olması muhtemel olduğundan, her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyametin kopacak bir vaziyettedir. Mâdem öyledir; sen bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme! L.)
TUL-U ÖMÜR : Turkish Risale
Ömrün uzunluğu. Uzun ömür
TULA : Turkish Risale
Çok uzun. Pek uzun
TULAN : Turkish Risale
(Tul. den) Uzunluğuna, boyuna
TULATILE : Turkish Risale
(Talâtıla) (C.: Talâtıl) Hayvanları içeri koymak. Bel ağrısı. * Zahmet
TULEN : Turkish Risale
Uzunlukça. Uzunluk cihetinden. Boyca
TULGA : Turkish Risale
Kusmak
TULHA : Turkish Risale
Boz renk
TULHE : Turkish Risale
Azıcık su. * Azıcık ot. * İyi nesne
TULHUM : Turkish Risale
Lezzeti değişmiş olan su
TULK : Turkish Risale
Mutlak. Bağlı ve kayıtlı olmayan
TULL : Turkish Risale
Süt
TULLAB : Turkish Risale
(Talebe. C.) Talebeler
TULLAB-I NUR : Turkish Risale
Nur talebeleri, Kur'an şakirtleri
TULLEB : Turkish Risale
(Tâlib. C.) İstekliler, tâlibler, isteyenler
TULME : Turkish Risale
(C.: Tulum) Ekmek. * Havuz dibinde kalan su
TULU' : Turkish Risale
Doğma, doğuş. Birden zuhur etme. * Hücum etme. * Bir şeye vâkıf olup bilme
TULUAT : Turkish Risale
(Tulu'. C.) Hazırlıksız olarak birden kalbe gelen mânalar, ilhamlar. Doğuşlar
TULUK : Turkish Risale
(Tuluka) Açık yüzlü ve hâli iyi olmak. * Cömert olmak
TULYE : Turkish Risale
(C.: Tulâ) Boyun önü. * Göğüs önü
TUMA'NİNE : Turkish Risale
İtminan. Emin olma, inanma, gönlü rahat olma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani