Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ULUM-U SİYASİYE : Turkish Risale

Siyasî ilimler

ULUM-U ÂLİYE : Turkish Risale

(Âlet. den) Âlet ilimleri. (Gramer, sarf, nahiv, belâgat ve mantık gibi.)(Ulum-u medarisin tedennisine ve mecrayı tabiiden çevrilmesine bir sebeb-i mühim budur: Ulum-u âliye $ maksud-u bizzat sırasına geçtiğinden, ulum-u âliye $ mühmel kaldığı gibi, libas-ı mânâ hükmünde olan ibare-i Arabiyenin halli, ezhanı zaptederek, asıl maksud olan ilim ise tebeî kalmakla beraber ibareleri bir derece mebzul olan ve silsile-i tahsile resmen geçen kitaplar; evkat, efkârı kendine hasredip harice çıkmasına meydan vermemeleridir. R.N.)

ULUM-U ŞETTÂ : Turkish Risale

Dağınık bilgiler, çeşit çeşit ilimler

ULVAN : Turkish Risale

Mektup ve yazı başlığı. * Övünme, tefahur

ULVİ : Turkish Risale

(Ulviye) Yüksek, yüce. * Manevî ve göğe mensub

ULVİYET : Turkish Risale

Ulvilik, yücelik, yükseklik, ululuk

ULYA : Turkish Risale

(Müe.) Pek büyük, pek yüce, daha yüksek. Çok yüksek olan

ULÜ : Turkish Risale

Sahipler. Bir şeyin ehli olanlar

ULÜ-L AZM : Turkish Risale

Kat'i azim sahibi, ciddiyet, sabır, sebat sahibi büyük zâtlar, hususan peygamberler (Aleyhimüsselâm). Başta Hz. Muhammed (A.S.M.), İsa, Musa, İbrahim, Nuh (A.S.).(Kur'an-ı Hakîm ehl-i şuura imamdır. Cin ve inse mürşiddir. Ehl-i kemale rehberdir. Ehl-i hakikata muallimdir. Öyle ise, beşerin muhaveratı ve üslubu tarzında olmak zaruri ve kat'idir. Çünkü, cin ve ins münacâtını ondan alıyor. Duâsını ondan öğreniyor. Mesailini onun lisaniyle zikrediyor. Edeb-i muaşeretini ondan taallüm ediyor ve hakeza. Herkes onu merci' yapıyor. Öyle ise eğer Hz. Musa'nın (A.S.) Tur-i Sina'da işittiği kelâmullah tarzında olsa idi; beşer bunu dinlemekte ve işitmekte tahammül edemezdi ve merci' edemezdi. Hz. Musa (A.S.) gibi bir ulü-l azm ancak birkaç kelâmı işitmeğe tahammül etmiştir. S.)

ULÜ-L EBSAR : Turkish Risale

Basiret sâhibleri

ULÜ-L ELBAB : Turkish Risale

Akıl sâhibleri. Düşünebilenler. Akl-ı selim sahibleri

ULÜ-L EMR : Turkish Risale

Müslümanları şeriat nâmına idare eden (Halife, kadı, İslâm reisi, pâdişah, sultan, reis-i cumhur, reis, müdür gibi) zâtlar

ULÜ-N NÜHA : Turkish Risale

Akıllı kimseler

ULÜF : Turkish Risale

(Ulûfe. C.) Yemler, ulufeler. * Yeniçeri maaşları

ULÜVV : Turkish Risale

Büyüklük, yükseklik. * Bir şeyin yukarısına çıkma. * Şan, şeref ve kadr sahibi olma

ULÜVV-Ü CENABLIK : Turkish Risale

Âlî cenablık. * Kerem ve cömertlik sâhibi ve faziletli olmak. Büyüklük

ULÜVV-Ü HİMMET : Turkish Risale

Yüksek himmetlilik, gayret ve himmeti çok olmak. (Bak: Himmet)

ULÜVV-Ü ŞAN : Turkish Risale

Şânı şerefi büyük. Yüksek şeref

ULİ : Turkish Risale

Sâhib. Ehil

UM'UME : Turkish Risale

İnsan topluluğu

UMALE : Turkish Risale

Bir işçinin, işi karşılığında aldığı ücret

UMDE : Turkish Risale

İnanılacak şey. * Prensip, temel fikir. * Dostluk. Güvenilecek yer veya kimse. * Kavim veya kabilenin muteber ve mu'temedi olan. Reis. Serasker

UMK : Turkish Risale

Derinlik. Dibi derin. * Kuyu veya denizin derinliği

UMKAN : Turkish Risale

Derinliğine

UMMAL : Turkish Risale

(Âmil. C.) İdare âmirleri. Valiler. Tahsildarlar