Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
VALİDEYN : Turkish Risale

Ana ile baba. Vâlidân de denir.(Peder ve valideyi, şefkat ile teçhiz eden ve seni onların merhametli elleriyle terbiye ettiren hikmet ve rahmet hesabına onlara hürmet ve muhabbet, Cenâb-ı Hakk'ın muhabbetine aittir. O muhabbet ve hürmet, şefkat, Lillâh için olduğuna alâmeti şudur ki: Onlar ihtiyar oldukları ve sana hiçbir faideleri kalmadığı ve seni zahmet ve meşakkate attıkları zaman, daha ziyade muhabbet ve şefkat etmektir. $âyeti: Beş mertebe hürmet ve şefkate evlâdı dâvet etmesi; Kur'an'ın nazarında valideynin hukukları ne kadar ehemmiyetli ve ukukları, ne derece çirkin olduğunu gösterir. Madem peder; kimseyi değil, yalnız veledinin kendinden daha ziyade iyi olmasını ister. Ona mukabil veled dahi, pedere karşı hak dâva edemez. Demek valideyn ve veled ortasında fıtraten sebeb-i münakaşa yok. Zira münakaşa, ya gıpta ve hasetten gelir. Pederde oğluna karşı o yok. Veya münakaşa haksızlıktan gelir. Veledin hakkı yoktur ki, pederine karşı hak dâva etsin. Pederini haksız görse de, ona isyan edemez. Demek; pederine isyan eden ve onu rencide eden, insan bozması bir canavardır. S.)

VALİDİYYET : Turkish Risale

Annelik ve babalık vasfı

VAM : Turkish Risale

f. Borç

VAMCU : Turkish Risale

f. Borç arayan

VAMDAR : Turkish Risale

f. Borçlu

VAMHAH : Turkish Risale

f. Alacaklı

VAMIK : Turkish Risale

Seven. Âşık, sevdalı. * Meşhur bir hikâyede Azra'nın âşığının ismi

VAMK : Turkish Risale

Sevme, muhabbet

VAMÎ : Turkish Risale

f. Borçlu

VAPESÎN : Turkish Risale

(Va-pesin) f. En gerideki, en sondaki

VARA' : Turkish Risale

Haramdan ve yaramaz işlerden sakınmak

VARAKA : Turkish Risale

Tek yaprak hâlindeki kâğıt. * Nebât yaprağı. Maden yaprağı. Kitap yaprağı. * Hasis kimse. * Peygamberimize (A.S.M.) ilk vahyin geldiği sırada Hz. Hatice vâlidemizin (R.A.) hâdiseyi kendisine bildirdiği ve o zamanın meşhur bir âlimi olan Varaka İbn-i Nevfel'in adı

VARAKKERDAN : Turkish Risale

f. Boş ve faydasız işlerle uğraşan kimse

VARAKPARE : Turkish Risale

f. Kâğıt parçası. * Küçük yaprak. Yaprak parçası. * Ehemmiyetsiz yazı, tezkere

VARAKÎ : Turkish Risale

Yaprakla ilgili. * Yaprak biçiminde

VARDİYA : Turkish Risale

İtl. Gemilerde beklenen nöbet. * Nöbet yeri. Nöbet beklenilen yer

VARESTE : Turkish Risale

f. Affedilmiş. Halâs bulmuş, kurtulmuş. * Rahat, serbest

VARESTEGÎ : Turkish Risale

f. Kurtulma, halâs bulma. * Rahatlık, serbestlik. * İlişiksizlik

VARTA : Turkish Risale

Her çukur yer. Uçurum. * Kurtuluşun zor olduğu yer. Tehlike. Muhatara

VARUN : Turkish Risale

f. Ters, uğursuz, aksi

VARİ : Turkish Risale

f. Benzer, gibi

VARİK : Turkish Risale

(C: Vürük) Süs için palanın önüne geçirip astıkları saçaklı kıvrımlı esvap. * Nakışlı kumaştan yapılmış saçaklı palan ve eyer örtüsü

VARİŞ : Turkish Risale

Bir topluluk yemek yerken davetsiz olarak yemeğe katılan kimse

VASAA : Turkish Risale

(C: Vusu) Kız kuşu

VASAB : Turkish Risale

(C.: Evsâb) Hastalık. Ağrı