Turkish Risale
VÂLÂKADR : Turkish Risale
f. Değeri yüksek, kadri yüce
VÂLÂYÎ : Turkish Risale
f. Yücelik, yükseklik
VÂLÂŞÂN : Turkish Risale
f. Şânı yüce
VÂLİH : Turkish Risale
Keder ve hüzünle aklı gitmiş, şaşırmış, hayrette kalmış
VÂLİHÂNE : Turkish Risale
f. Şaşkınca
VÂLİHÎN : Turkish Risale
Hayrette kalanlar. Şaşıranlar. (Bak: Veleh)
VÂR : Turkish Risale
f. (Teşbih edatıdır) Gibi,
..li, kerre, def'a, sâhib, mâlik, lâyıklık (yerinde kullanılarak birleşik kelimeler yapılır). Meselâ: Melek-vâr
Melek gibi. Ümid-vâr: Ümidli
VÂR (-) : Turkish Risale
f. (Teşbih edatıdır) Gibi,
..li, kerre, def'a, sâhib, mâlik, lâyıklık (yerinde kullanılarak birleşik kelimeler yapılır). Meselâ: Melek-vâr
Melek gibi. Ümid-vâr: Ümidli
VÂRİD(E) : Turkish Risale
(Vürud. dan) Ulaşan, yetişen, gelen, erişen. Akla gelen. * Olan. Bir şey hakkında söylenip tatbik edilen. * Hâzır, nâzır. * Bahadır
VÂRİD-İ HÂTIR : Turkish Risale
Akla gelen, hatıra gelen
VÂRİDÂT : Turkish Risale
(Vâride. C.) Kâr, gelir. * Vârid olan. Bir kimseye veya hazineye ait gelir ve paralar. * Hatıra gelen, içe doğan
VÂRİDÎN : Turkish Risale
(Vârid. C.) Gelenler, vâsıl olanlar
VÂRİS : Turkish Risale
Cenab-ı Hakk'ın bir ismi. * Mirasçı. Kendisine miras düşen. Mirasa konan. Vefat eden birisinin maddî veya manevî mal ve mülkünde kullanmaya, tasarrufa salâhiyetli olan
VÂRİSÎN : Turkish Risale
(Vârisûn) Vâris olanlar. Vârisler
VÂSIK : Turkish Risale
(Vüsuk. dan) Güvenen. İtimad eden
VÂSIL : Turkish Risale
Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan
VÂSILÛN : Turkish Risale
(Vâsılîn) Hakka, hakikata, marifete ermiş kimseler. Hakka erenler. Yetişenler
VÂSIT : Turkish Risale
Ortada bulunan. * İkisinin ortası
VÂSITA : Turkish Risale
İki şeyi birbirine ulaştıran. * Aracı. Arada bulunan. Vasıtalık eden
VÂSITA-İ NECAT : Turkish Risale
Necat vasıtası. Kurtuluşa sebep
VÂSİ' : Turkish Risale
(Vasia) Geniş, enli. Bol. Engin. Meydanlı. * Her ihtiyacı olana vergisi kâfi ve bol bol ihsan eden. İlmi cümle eşyayı muhit, rızkı bütün mahlukata şâmil ve rahmeti bütün şeyleri kaplamış olan Allah (C.C.)
VÂSİ'-İ MUHİTA : Turkish Risale
Muhitin genişliği
VÂYE : Turkish Risale
Nasib, kısmet, behre
VÂYEDÂR : Turkish Risale
f. Kısmetli. Nasibi olan
VÂZI' : Turkish Risale
(Vazıa) Koyan. Yerleştiren. Vaz' eden
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani