Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
VÜKELÂ-İ DEÂVÎ : Turkish Risale

Dâvâ vekilleri. Avukatlar

VÜKNE : Turkish Risale

Kuş yuvası

VÜKUB : Turkish Risale

Yavaş yürüme

VÜKUL : Turkish Risale

Bir kimseyle birlikte bir işe girişme. İşbirliği

VÜKUN : Turkish Risale

(Vekn. C.) Kuş yuvaları

VÜKUR : Turkish Risale

(Vekr. C.) Kuş yuvaları

VÜLEYD : Turkish Risale

(Veled. den) Küçük çocuk

VÜLU' : Turkish Risale

Bir şeye aşırı derece düşkünlük

VÜLUC : Turkish Risale

Girme, sokulma, duhul etme

VÜLUG : Turkish Risale

Köpeğin su içmesi

VÜLÂT : Turkish Risale

(Vâli. C.) Vâliler. * Sâhib çıkanlar. * Koruyan, muhafaza edenler

VÜLÂT-I EMR : Turkish Risale

Vâliler. İşin başındakiler, idareciler. İdareye memur zâbitler

VÜREYD : Turkish Risale

Çok küçük damar

VÜRKA : Turkish Risale

Siyahı galip olan bozluk

VÜRU' : Turkish Risale

Korkaklık

VÜRUD : Turkish Risale

Geliş. Gelme. Vârid olma. Gelip yetişme. * Suya gitme. * (Verid. C.) Toplar damarlar. Siyah kan damarları

VÜRUK : Turkish Risale

Yan yatma

VÜRUŞ : Turkish Risale

Yemek yemek. * Ziyafet vermek

VÜS' (VÜS'AT) : Turkish Risale

Genişlik. Bolluk. * Fırsat. * Boş meydan. * Kuvvet, güç, tâkat. * Varlık, zenginlik. * Fls: Bir şeyin boşlukta doldurduğu yer

VÜSEMA : Turkish Risale

(Vesim. C.) Damgalılar, dağlanmış olanlar. * Güzel yüzlüler. * Rastıklılar

VÜSKA : Turkish Risale

Çok kuvvetli ve sağlam olan

VÜSUB : Turkish Risale

(Vesb
Vesib) Sıçrama, atlama. * Oturma

VÜSUK : Turkish Risale

Bağlar, râbıtalar. * Anlaşma ve sözleşmeler

VÜSÜD : Turkish Risale

(Visâde. C.) Yastıklar

VÜZERA : Turkish Risale

(Vezir. C.) Vezirler. (Bak: Vezir)