Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
BORNUZ : Turkish Risale

Başlıklı ve kollu hamam havlusu

BORSA : Turkish Risale

(Ticarette) Vasıfları belli ölçülere uyan yani standartlaştırılabilen malların örnekleri üzerinden alım satımının yapıldığı devlet kontrolü altında teşkilâtlanmış pazar yeri

BORÇ : Turkish Risale

Geri verilmek niyetiyle ihtiyaç sahiplerine verilen para. Müslümanlıkta faizle borç vermek haramdır, günahtır. Borcunu ödiyemiyecek durumda onların borçlarını bağışlamak veya sonraya bırakmak sevaptır. Borcunu ödeyebilecek durumda olanlar da borçlarını zamanında ödemelidirler. Ödeyemiyecek olanlar da zamanından önce alacaklıya durumlarını bildirmelidir ki, o da işlerini ona göre ayarlasın. İslâm'da devletin vazifelerinden biri de borçlulara yardımcı olmaktır

BOSTAN : Turkish Risale

(Bustan) f. Ağacı, çiçeği, yeşilliği çok olan yer, kokulu yer. Sebze bahçesi. * Kavun, karpuz

BOSTAN-I HUDÂ : Turkish Risale

f. Huda'nın, Allah'ın bostanı meâlinde olup, İlâhî güzellikleri ve tecelli-i İlâhînin aksettiği yer mânâsında kullanılır. "Vahidiyet mertebesi" diye de söylenmiştir

BOTANİK : Turkish Risale

Bitkileri inceleyen biyoloji ilmi. (Bak: Biyoloji)

BOYKOT : Turkish Risale

(Boykotaj) Fr. Bir şahıs veya devlete karşı alış-verişi, münasebetleri kesmek. Bir ülkeyi, bir topluluğu veya bir şahsı zarara sokmak maksadıyla onunla her türlü ilgiyi kesme. * Bir işten geçici olarak çekilme; işe, çalışmaya hep birlikte katılmama

BOYLAM : Turkish Risale

t. Yer yüzünde bir yerin başlangıç dairesine olan uzaklığının açı cinsinden değeri. (Bak: Tul)

BOZKIR : Turkish Risale

Yağışlı mevsimler de yeşeren ot cinsinden bitkilerin ve bazı bodur ağaçların yetişebildiği yarı kurak yer

BOZOK : Turkish Risale

Bugünkü Yozgat vilâyetimizin Osmanlılar devrindeki adı

BOŞANMAK : Turkish Risale

t. Eşi ile olan nikâh bağını bozmak. Eşinden ayrılmak. (Medeni kanun, boşama yetkisini mahkemeye bırakmıştır. İslâm dini evlenmeyi Allah'ın emirleri dahilinde karşılıklı rızaya bağlı hür bir sözleşme olarak gördüğünden kadınla erkek boşanma yetkisinin kimde olacağını da kararlaştırabilirler. İsterlerse mahkemeyi, isterlerse velilerini, isterlerse eşlerden birini yetkili kılabilirler. Görülüyor ki, İslâm dini insanlara medeni kanundan daha çok hak ve hürriyet tanımıştır. İslâmiyet evleneceklerde denkliği, (küfüv) (din ve ahlâkta denklik) şart koşar. Evlendikten sonra bazı bakımlardan anlaşamamazlıklar çıkarsa karşılıklı birbirine katlanmalarını ve sabırlı olmalarını tavsiye eder. Boşanma son çaredir. Eğer istek erkek tarafından geliyorsa mehir denilen tazminatı kadına ödemek zorundadır. Görülüyor ki, İslâmiyet, kadın haklarının korunmasını istemektedir.) (Bak: Aile)

BOŞBOĞAZ : Turkish Risale

t. Yerli yersiz mutlaka bir şey söylemeden içi rahat etmiyen. Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklamayan.(Eşyada olan asvat, birer savt-ı vücuddur: "Ben de varım" derler. O kâinat-ı sâkit birden söze başlıyor. "Bizi câmid zannetme ey insân-ı boşboğaz!" S.)

BRONŞ : Turkish Risale

yun. Tıb: Nefes borusunun akciğerlere giden iki kolundan her birinin adı

BU' : Turkish Risale

Bir şeyi kucaklayıp çekmek

BU'BAB : Turkish Risale

Cemaat, topluluk

BU'D : Turkish Risale

(C.: Eb'ad) Uzaklık. Baid olma. * Aralık. * Geo: Bir cismin uzunluk, genişlik ve derinliği

BU'D-İ MESAFE : Turkish Risale

Gidilen yolun uzaklığı

BU'DAN : Turkish Risale

(Baid. C.) Uzaklar, ırak yerler

BU'KUKE : Turkish Risale

İzdiham, kalabalık

BU'RE : Turkish Risale

Çukur. * Çölde çukur tarzında yapılan ocak

BU'SUSA : Turkish Risale

Küçük canavar

BU'SUT : Turkish Risale

Derenin ortası

BU(Y) : Turkish Risale

f. Koku, râyiha

BUAK : Turkish Risale

Şiddetli sel. * Şiddetli ses, sadâ. Haykırış. * Birden bire, ansızın gelen yağmur

BUBÜRD(EK) : Turkish Risale

f. Andelib, bülbül