Turkish Risale
ZAKKUM : Turkish Risale
Cehennem'de bir ağacın ismi, cehennemliklerin yiyeceği. * Gösterişi güzel, çiçekli ve zehirli meyvesi olan yâsemine benzeyen bir bitki ismi
ZAKM : Turkish Risale
Yemek, ekl
ZAKN : Turkish Risale
Yükletmek
ZAKNA' : Turkish Risale
Uzun. * Kaba, yoğun. * Eğri
ZAKT : Turkish Risale
Cima etmek
ZAKV : Turkish Risale
Çağırıp bağırmak
ZAKZAK : Turkish Risale
Yeynicek, hafif. * Bir karınca cinsi
ZAKZAKA : Turkish Risale
Çocukların oynayıp sıçramaları
ZAKİ : Turkish Risale
Güzel kokulu, keskin kokulu
ZAL : Turkish Risale
() harfinin bir ismi. "Dal-i Mu'ceme ve "Zel" de denir. * Horoz ibiği
ZAL' : Turkish Risale
Eğilmek, meyl etmek. * Dar olmak. * Davarın ağır yük getirmekten dolayı yürürken iki yanına eğilmesi
ZALAL : Turkish Risale
Gölge eden. Gölge olan
ZALEF : Turkish Risale
Kum ve taş olmayan sağlam yer
ZALEME : Turkish Risale
(Zâlim. C.) Zâlimler
ZALF : Turkish Risale
Men'etmek. Nefsini bir işe rağbet ve teveccühten men etmek. * Mübah şey. * Bâtıl. * Şiddet. * Beyhude
ZALLAM : Turkish Risale
(Zalûm) Çok zulmeden. Çok zâlim
ZALM : Turkish Risale
Kar. * Diş beyazlığı
ZALMA : Turkish Risale
(C.: Zulem) Karanlık
ZALÂM : Turkish Risale
Karanlık. Zulmet
ZALÂM-I ZULM : Turkish Risale
Zulmün karanlığı
ZALÛM : Turkish Risale
Çok zulmeden. Çok zâlim
ZALİ' : Turkish Risale
(C.: Zulu') Eğri, meyilli. * Müttehem kimse. Töhmetli. * Aksak hayvan
ZALİF : Turkish Risale
Çok hor, çok hakir kimse
ZALİFEN : Turkish Risale
Birisinin izine uyup gitmek. * İzini gizlemek, belirsiz etmek
ZALİK : Turkish Risale
Giden, gidici
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani