Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ZAR' : Turkish Risale

(C.: Zuru') Meme. * Süt veren hayvan memesi

ZARAAT : Turkish Risale

(Derâat) Alçalma. Kendini küçük görme, küçültme

ZARAFET : Turkish Risale

Zariflik, incelik, kibarlık. Nâzik davranış. Muamelede, harekette ve giyimde hoşluk ve temizlik

ZARAFET-PERVER : Turkish Risale

f. Zarafete düşkün olan, zarifliği seven

ZARAGIM : Turkish Risale

(Zırgam. C.) Arslanlar

ZARAR : Turkish Risale

Lüzumlu ve kıymetli bir şeyin eksilmesi veya kaybolması. Ziyan. Kayıp.(Zarar, birşeye dahil olan eksikliktir ki, hastalık veya körlük, topallık gibi sakatlık demektir. Nitekim anadan doğma a'maya ve pek zayıf hastaya darir denilir. Mühimmat ve levazım tedarikinden âciz olmak da bu mânadadır. Binaenaleyh zararlılar; dertli, sakat, âciz, özürlülerdir. Bunların gayrı olan gayr-i uli-z zarar ise, sahih, salim ve kadir olanlar demek olur. E.T.)

ZARAR-DİDE : Turkish Risale

f. Zarar görmüş olan. Ziyana, kayıba, noksanlığa uğramış olan

ZARAR-I BEYYİN : Turkish Risale

f. Meydanda ve âşikâr olan zarar

ZARAR-I HASS : Turkish Risale

Bir veya bir kaç şahsa âit olan zarar

ZARAR-I MA'NEVÎ : Turkish Risale

Huk: Tazminat. Manevî zarar ve ziyan

ZARAR-I MAHZ : Turkish Risale

Fık: Kendisinin faydası yerine zararı olan

ZARAR-I ÂMM : Turkish Risale

Umumla ilgili zarar

ZARAİF : Turkish Risale

Zârif, ince, hoş şeyler

ZARB : Turkish Risale

(Bak: Darb)

ZARF : Turkish Risale

Kap, kılıf. Mahfaza. * İçine mektup konulan kılıf kâğıt. * Gr: Bir fiilin veya bir sıfatın veya başka bir zarfın mânasına "yer, zaman, mâhiyyet" (Nicelik, nitelik) gibi cihetlerden başkalık katan vasıflarını belirten kelime

ZARF-I MEKÂN : Turkish Risale

Mekân gösteren kelime. ("Burada, dışarda, içerde" gibi)

ZARF-I ZAMAN : Turkish Risale

Gr: Zaman gösteren kelime. ("Erken, geç" gibi)

ZARFİYYET : Turkish Risale

Gr: Kelimenin zarf olması hâli, bir kelimenin zarf olarak kullanılması

ZARR : Turkish Risale

Soğuktan dolayı suyun donması

ZARRÂ' : Turkish Risale

(Darrâ') Şiddet. Keder, mihnet, sıkıntı

ZARURAT : Turkish Risale

(Zaruret. C.) Zaruretler. Sıkıntı ve muhtaçlıklar

ZARURET : Turkish Risale

Çaresizlik. Muhtaçlık. Sıkıntı. Yoksulluk. ( $ kaidesi, yâni: "Zaruret, haramı helâl derecesine getirir." İşte şu kaide ise, küllî değil. Zaruret, eğer haram yoluyla olmamış ise, haramı helâl etmeye sebebiyet verir. Yoksa, su-i ihtiyariyle, gayr-ı meşru sebeblerle zaruret olmuş ise, haramı helâl edemez, ruhsatlı ahkâmlara medar olamaz, özür teşkil edemez. Meselâ: Bir adam su-i ihtiyariyle, haram bir tarzda kendini sarhoş etse; tasarrufatı, ulema-i Şeriatça aleyhinde câridir, mâzur sayılmaz. Tatlik etse, talâkı vâki olur. Bir cinâyet etse, cezâ görür. Fakat su-i ihtiyariyle olmazsa, talâk vâki olmaz, ceza da görmez. Hem meselâ, bir içki mübtelâsı, zaruret derecesinde mübtelâ olsa da, diyemez ki: "Zarurettir, bana helâldir." S.)(Meşakkat teysiri celb eder. Yâni: Suubet, sebeb-i teshil olur ve darlık vaktinde vüs'at gösterilmek lâzım gelir. Karz ve havale ve hacr gibi pek çok ahkâm-ı fıkhıyye bu asla müteferri' dir. Ve fukahanın ahkâm-ı şer'iyyede gösterdikleri ruhas ve tahfifat hep bu kaideden istihraç olunmuştur.Şu kadar var ki hakkında nass-ı kat'i bulunan, meselâ yapılması her halde kat'iyyen memnu bulunan bir hususda meşakkat özrile o nassın hilâfı irtikâb olunamaz. Orada meşakkat, teysiri celb etmez.Bu kaide, Eşbah'da $ diye münderiçtir.Zaruretler, memnu olan şeyleri mübah kılar. Yâni: İşlenmesi men ve nehy edilmiş bazı şeyler vardır ki, bunları yapmak, zaruret halinde mübah hükmünde olur, bundan dolayı yapan muahaza edilmez. Muteber bir ikraha mebni başkasının malını itlâf veya açlıktan helâk havfından dolayı başkasının taamını rızası olmaksızın yemek gibi.Maamafih haram ve memnu olan şeyler, üç nevidir. Birincisi: Memnuiyeti aslâ sâkıt olmayan muharremattır. Başkasını zulmen öldürmek veya başkasının haksız yere bir uzvunu kesmek gibi. İkincisi: Aslâ sâkıt olmayıp zaruret vaktinde ruhsata mahal olan muharremattır. Başkasının malını itlâf gibi. Üçüncüsü: Zaruret halinde memnuniyeti sâkıt olan muharremattır. Meyte gibi temiz olmayan bir şeyi yemek gibi.Bu kaide, Eşbah'da $ diye münderiçtir ve arz olunduğu üzere her memnua şâmil değildir. Ist. Fık. K.)

ZARURÎ : Turkish Risale

(Bak: Zaruriyye)

ZARURİYYAT : Turkish Risale

(Zarurî. C.) Mecburi işler. İster istemez olan işler

ZARURİYYAT-I DİNİYYE : Turkish Risale

İman edilmesi zaruri olan dinin esasları, (Allah Teâlâya, Âhiret gününe, Meleklere, Peygamberlere, Kitaplara ve hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmak.)