Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ZE'B : Turkish Risale

Ayıp. * Reddetmek. Hor ve hakir etmek, kepaze yapmak

ZE'C : Turkish Risale

şiddetle emme, yutma. * Doldurmak

ZE'M : Turkish Risale

Tahkir etmek, hakaret etmek. * Ayıplanmak

ZE'ME : Turkish Risale

Şiddetli ses, çığlık. * İhtiyaç, hâcet

ZE'R : Turkish Risale

Kerih görmek. İğrenmek. Nefret etmek

ZE'R (ZEİR) : Turkish Risale

Arslan kükremesi. * Çağırmak ve kükremek mânâsına mastar

ZE'RE : Turkish Risale

Meşelik

ZE'T : Turkish Risale

Boğmak

ZE'V : Turkish Risale

Sürmek ve sulamak

ZE'VE : Turkish Risale

(C: Ze'vât) Zayıf koyun

ZE'ZEE : Turkish Risale

Cem'etmek, toplamak

ZEAL : Turkish Risale

İnkârdan sonra ikrâr etmek

ZEAM : Turkish Risale

Tamâ, hırs

ZEAMET : Turkish Risale

Şeref, şan. Riyaset. * Yetiştirdikleri hayvanları ile birlikte harbe iştirak eden ve Sipâhi denen Osmanlı askerine öşrü alınmak üzere verilen en büyük timâr

ZEBAB : Turkish Risale

Karasinek. (Bak: Zübab)

ZEBAN : Turkish Risale

f. Dil, lisan, lügat, lehçe

ZEBAN-DIRAZ : Turkish Risale

f. Dil uzatan, atıp tutan

ZEBAN-ÂVER : Turkish Risale

f. Düzgün konuşan, düzgün söz veya şiir söyleyen. * Dile getiren

ZEBANE : Turkish Risale

f. Terazi gibi bazı âletlerin dili andıran parçaları. * Alev

ZEBANEKEŞ : Turkish Risale

f. Alevlenen, alevli

ZEBANEŞ : Turkish Risale

Onun dili

ZEBANZED : Turkish Risale

f. Ata sözü, darb-ı mesel. * Alışılmış, her zaman söylenen söz

ZEBANİ : Turkish Risale

Cehennem'de vazife gören melek

ZEBANİYE : Turkish Risale

Azap melekleri

ZEBANİYÂN : Turkish Risale

f. (Zebaniye) Zebaniler. Cehennemlikleri Cehennem'e atmaya vazifeli melekler