Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ZÂTEN : Turkish Risale

Esâsen, aslında, asıl olarak

ZÂTÎ : Turkish Risale

(Zâtiyye) Zâta mensub. Kendisine âit, ile alâkalı, hususi. Özel

ZÂTÜLBEYN : Turkish Risale

(Zât-ül beyn) İki kişinin arasında olan düşmanlık

ZÂTÜLCENB : Turkish Risale

(Zât-ül cenb) Tıb: Akciğer zarı iltihabı. Akciğer veremi

ZÂTİYYAT : Turkish Risale

şahsiyetler. Zâta mahsus işler

ZÂİLÂT-I FÂNİYE : Turkish Risale

Gelip geçici olanlar, bir hâlde durmayıp gidenler

: Turkish Risale

Arapçada kelimenin yerine göre "Zâ, Zû, Zî" şeklinde okunan, "sâhib" mânasını ifade eden ve birleşik kelimeler yapılan bir edattır

ZÎ-FİKİR : Turkish Risale

Fikir sahibi, tefekkür eden

ZÎ-HASSA-İ MEŞHURE : Turkish Risale

Meşhur hususiyet sâhibi

ZÎ-HASSE : Turkish Risale

Duygulu, duygu sâhibi, hisseden

ZÎ-HAYAT : Turkish Risale

Hayatlı, hayata sâhip, canlı. (Bak: Hayat)

ZÎ-HAŞMET : Turkish Risale

Haşmet sahibi, haşmetli

ZÎ-KIYMET : Turkish Risale

Kıymet sâhibi, kıymetli

ZÎ-RAHM : Turkish Risale

Nesebî akraba

ZÎ-RUH : Turkish Risale

Ruhlu, canlı, hayattar. Zi-hayat. (Bak: Ruh)

ZÎ-ŞA'ŞAA : Turkish Risale

Çok parlak. Şa'şaalı

ZÎ-ŞAN : Turkish Risale

Şanlı, meşhur ve şerefli olan

ZÎ-ŞUUR : Turkish Risale

şuurlu. şuur sâhibi

ZÎB : Turkish Risale

Zinet, süs. Düzgün, iyi elbise

ZÎB-EFZA : Turkish Risale

f. Güzelleştiren, süsü artıran, güzelliği çoğaltan

ZÎB-ÂVER : Turkish Risale

f. Süsleyici, bezeyici

ZÎBARÛ : Turkish Risale

(Zibâ-ru) f. Güzel yüzlü. Dilber

ZÎBAYÎ : Turkish Risale

f. Süslülük, güzellik, yakışıklılık

ZÎF : Turkish Risale

Kenar, nâhiye, cânip, taraf

ZÎFÜNUN : Turkish Risale

Çok şeyler bilen, mehâret sâhibi olan, fen sâhibi