Turkish Risale
ZİYAİ : Turkish Risale
(Ziyaiyye) Işığa ait. Ziyaya dair ve mensub olan
ZİYY : Turkish Risale
(C.: Ezyâ) (Zeyy) Dış görünüş. * Libas. Kılık, kıyafet. Hey'et
ZİZA' : Turkish Risale
Ot ve su olmayan yer
ZİZEFUN : Turkish Risale
Ihlamur ağacı
ZİŞT : Turkish Risale
f. Çirkin. Kötü. Kabih
ZİŞTÎ : Turkish Risale
f. Çirkinlik
ÂBAB : Turkish Risale
Otu bol olan yerler, çayırlar, otlaklar, mer'alar
ÂBAL : Turkish Risale
Develer
ÂBAR : Turkish Risale
(Bi'r. C.) Kuyular. Su kuyuları. * f. Hesap defteri
ÂBEK : Turkish Risale
Sulu, su dolu olan şeyler. * Çıban. * Civa. (Hg)
ÂBÂ : Turkish Risale
(Eb. C.) Babalar, pederler. * Mc
Mürşidler, ileri gelenler
ÂBÂ VE ECDÂD : Turkish Risale
Analar, babalar, dedeler
ÂCİL : Turkish Risale
Aceleci. * Acele eden. Hemen. * Derhal. Peşin. * Çabuk. * Fık: Dünya
ÂCİLANE : Turkish Risale
f. Acele edene ait. Acele olarak. * şimdiki zamana ait
ÂCİLEN : Turkish Risale
Vakit gelince yapılmak üzere. Bir vâdeye veya bir şarta bağlı bulunarak
ÂCİZ : Turkish Risale
Beceriksiz. Eli ermez. Kabiliyetsiz. Gücü yetmez olan
ÂCİZÂN : Turkish Risale
(Âciz. C.) Âcizler, beceriksizler, zayıflar, güçsüzler
ÂCİZÂNE : Turkish Risale
f. Âciz olarak. Beceriksizce. Tevâzu ile. (Alçak gönüllülük ifâdesi için söylenir) "Allah'a karşı kusurlarını bilen bir mü'min âcizâne ancak Allah'tan rahmet diler."
ÂCİZİYYET : Turkish Risale
Acizlik, beceriksizlik, kabiliyetsizlik. * Fakirlik, tevâzu
ÂD : Turkish Risale
(Âdet. C) Âdetler
ÂDAT : Turkish Risale
Âdetler. (Bak: Âdet)
ÂDD : Turkish Risale
Kuvvet, salâbet
ÂDE : Turkish Risale
Âdet kelimesinin arabca terkiblerdeki kısalmış şekli. Meselâ: Harikulâde, alelâde, fevkalâde
ÂDEM : Turkish Risale
İnsan. İlk insan ve ilk peygamber (A.S.)Allah ilk insan olarak Âdem'i, sonra eşi Havva'yı yaratmıştır. Bugünkü insanlar onlardan türeyip çoğalmıştır. Bazı dine tâbi olmıyanlar, insanın maymun soyundan bir hayvandan türediğini iddia ederler. Bu iddia kasıtlıdır, çünki ilmî isbatı yapılamamıştır. Lâboratuarlarda küçük canlılar üzerinde yapılan çalışmalar göstermiştir ki, canlının genetik yapısında meydana gelen değişiklik sonucu türeyen yeni canlı, ana-babasından daha mükemmel değil; dejenere olmuş, soysuzlaşmış, bozuk bir şekil almıştır. İnsan ise en mükemmel mahluktur. Kaldı ki bu güne kadar bir canlının değişip başka bir canlı haline geldiğini kimse görmemiştir. Bugünkü maymunlar da hâlâ insan olmamışlardır. Bugünün psikoloji ve felsefi antropolojisi insanın mahiyetçe, özce hayvandan farklı olduğunu kabul etmiştir. $ Yani: Cenâb-ı Hak, Âdem'i (A.S.) bütün kemalâtın mebadisini tazammun eden âli bir fıtratla tasvir etmiştir ve bütün maâlinin tohumlarına mezraa olarak yüksek bir istidat ile halketmiştir ve mevcudatı ihata eden ulvi bir vicdan ve ihatalı on duygu ile teçhiz etmiştir; ve bu üç meziyet sayesinde, bütün hakaik-ı eşyayı öğretmeye hazırlamıştır, sonra bütün esmayı kendisine öğretmiştir. Âdem'i halketti, tesviye etti, cesedine nefh-i ruh etti, terbiye etti, sonra esmâyı tâlim etti ve hilâfete namzed kıldı. Sonra vakta ki Âdem'i melâikeye tercih etmekle rüchan mes'elesinde ve hilâfet istihkakında ilm-i esmâ ile mümtaz kıldı. İ.İ.)(Hz. Âdem'in (A.S.) Cennet'ten ihracı ve bir kısım beni-âdemin Cehennem'e idhali ne hikmete mebnidir?Elcevap: Hikmeti, tavziftir... Öyle bir vazife ile me'mur edilerek gönderilmiştir ki, bütün terakkkiyat-ı mâneviye-i beşeriyenin ve bütün istidâdât-ı beşeriyenin inkişaf ve inbisatları ve mâhiyet-i insaniyenin bütün Esmâ-i İlâhiyeye bir âyine-i câmia olması, o vazifenin netayicindendir. Eğer Hz. Adem Cennette kalsaydı; melek gibi makamı sâbit kalırdı, istidâdât-ı beşeriye inkişaf etmezdi. Halbuki yeknesak makam sâhibi olan melâikeler çoktur, o tarz ubudiyet için insana ihtiyaç yok. Belki hikmet-i İlâhiye, nihayetsiz makamatı kat' edecek olan insanın istidadına muvafık bir dâr-ı teklifi iktiza ettiği için, melâikelerin aksine olarak mukteza-yı fıtratları olan mâlum günahla Cennet'ten ihraç edildi. Demek Hazret-i Adem'in Cennet'ten ihracı, ayn-ı hikmet ve mahz-ı rahmet olduğu gibi; küffarın da Cehennem'e idhalleri haktır ve adâlettir. M.) (Bak: Terakkiyat)
ÂDEM-KÜŞ : Turkish Risale
f. Adam öldüren, katil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani