Turkish Risale
ÂMİLETÂN : Turkish Risale
İki ayak, çift bacak
ÂMİN : Turkish Risale
(Emn. den) Gönlü müsterih, kalbinde korku bulunmayan. * Emniyet ver
ÂMİNE : Turkish Risale
Emin olan. Kalbinde korku olmayan kadın. * Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın öz annesinin adı. Yirmi sene yaşamıştır. Hazret-i İbrahim Aleyhisselâmın dini üzere idi. (R. Aleyha)
ÂMİR(E) : Turkish Risale
Büyük me'mur. Emreden, iş gösteren. * Huk: Bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle bir filli yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdidi yapmaya muktedir olan kimse. (Bak: İhcâc)
ÂMİR-İ MUTLAK : Turkish Risale
Kayıtsız şartsız herşeye hâkim olan
ÂMİR-İ MÜSTAKİL : Turkish Risale
Hiç kimseye bağlı olmayan ve istiklâl sahibi olan âmir, kumandan
ÂMİR-İ VİCDANÎ : Turkish Risale
Vicdana emreden, vicdanı çalıştıran
ÂMİRANE : Turkish Risale
f. Emredercesine. Amir imiş gibi. * Emreden büyük kimseye yakışır şekilde
ÂMİRZ-KÂR : Turkish Risale
f. Bağışlayan, affeden Allah. * Affeden, bağışlayan
ÂMİRZİŞ : Turkish Risale
f. Allah'ın afvetmesi, bağışlaması. * Bağışlama, afvetme
ÂMİRİYYET : Turkish Risale
Kumandanlık hâli. * Amir, emredici olmak.(Evet, bu kâinata geniş bir dikkat ile bakan; kâinatı gayet haşmetli ve gayet faaliyetli bir memleket, belki idâresi gayet hikmetli ve hâkimiyeti gayet kuvvetli bir şehir hükmünde görür, her şeyi ve her nev'i birer vazife ile musahharâne meşgul bulur. $ âyetinin askerlik mânasını ihsas eden temsiline göre: Zerrât ordusundan ve nebatât fırkalarından ve hayvanât taburlarından, tâ yıldızlar ordusuna kadar olan Cünud-u Rabbaniyeden, o küçücük memurlarda ve bu pek büyük askerlerde hâkimâne tekvini emirlerin, âmirane hükümlerin, şâhâne kanunların cereyanları, bedâhetle bir Hâkimiyet-i Mutlakanın ve bir âmiriyet-i külliyenin vücuduna delâlet ederler. ş.)
ÂMİYANE : Turkish Risale
f. Âdice. Bayağıca. Cahillere yakışır surette
ÂMİYY : Turkish Risale
Avama ait, avamca
ÂMİZ(E) : Turkish Risale
f. Karışık, karışmış. (Âmihten) $ mastarından imtizaç etmek, karıştırmak mânasındadır
ÂMİZ-GÂR : Turkish Risale
f. Uygun, münâsib, yaraşır
ÂMİZE-MU(Y) : Turkish Risale
f. Saçı sakalı kırlaşmış olan adam. Kır sakallı kimse
ÂMİZE-MUYÎ : Turkish Risale
f. Kır saçlı ve kır sakallı kimse
ÂMİZİŞ : Turkish Risale
f. Uysallık, imtizaç, uyuşma
ÂN : Turkish Risale
f. Uzağı gösteren işâret ismi. Şu. Bu. O. * Güzellik câzibesi. Melâhat. Güzellik. * Cemi edâtı. Kelimenin sonuna getirilerek cemi' yapılır. Meselâ: Âlimân: Âlimler. Anân: Onlar. Merdân: Adamlar. İnsanlar. Zenân: Kadınlar.Kelimenin sonuna getirilerek sıfat edatı yapılır: Ters: Korku. Tersân: Korkak.Kelimeyi zarf yapar. Güyân: Söyliyerek
ÂNE : Turkish Risale
Bir aşiretin bütünlüğü veya işleri veya şerefi. * Dişi ve yabani eşek. * Yabani eşek sürüsü. * Cedi (keçi) burcundan bir kısım yıldızlar. * Kasık kılı. * Apış arası, kasık
ÂNÂ : Turkish Risale
(Ani. C.) Gece yarısı vakitleri
ÂNÂ-ÜL-LEYL : Turkish Risale
Gece yarıları, gecenin geç vakitleri
ÂNÂF : Turkish Risale
(Enf. C.) Burunlar
ÂNÂN : Turkish Risale
f. (An. C.) Onlar
ÂNİF : Turkish Risale
Yakında geçen. Pek yakın geçmişte
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani