Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ÂYÂT-I KİBRİYÂ : Turkish Risale

Allah'ın kibriyasını ve büyüklüğünü gösteren âyetler, deliller ve eserler

ÂYÂT-I MENSUHA : Turkish Risale

Sâbık olan, geçmişte olan hükümleri beyân eden âyetler

ÂYÂT-I MUHKEMÂT : Turkish Risale

Manası kat'i ve açık olan Kur'an âyetleri

ÂYÂT-I NÂSİH : Turkish Risale

Sâbık olan şer'i hükmün kaldırıldığını beyan eden âyetler. (Bak: Nesh)

ÂYÂT-I TEKVİNİYE : Turkish Risale

Tekvinî âyetler. (Bak: Tekvin)

ÂYİN : Turkish Risale

Gözü değen kişi. Nazarı değen kimse

ÂYİN-HAN : Turkish Risale

f. Mevlevihâne ve semâhânelerde sema edilirken, yüksek bir yerde bulunan ve mutribhâne adı verilen mahfilde âyin okuyan kimse

ÂZÎN : Turkish Risale

f. Kaide, kanun. * Süs, zinet, güzellik. * Yoğurttan yağ çıkarmak için hususi olarak yapılmış yayık

ÂZÎNE : Turkish Risale

f. Cuma veya bayram günü

ÂZÎR : Turkish Risale

f. Iztırab, sıkıntı. Ağrı, sızı. * Azar, tekdir

ÂZİM : Turkish Risale

Dudaklarını yumup susan kişi

ÂZİME : Turkish Risale

Azı dişi. * Kıtlık senesi

ÂZİN : Turkish Risale

Kefil. Birinin yerine kefalet eden. * Kapıcı, perdeci. * İzin veren

ÂZİR : Turkish Risale

Yara izi

ÂZİRE : Turkish Risale

Hayızlı kadın

ÂŞIK : Turkish Risale

Çok fazla seven. Mübtelâ. Birisine tutkun. * Saz şairi. * (Cümledeki yerine göre)
Ahbab, hazret, ma'hut, seninki gibi mânâlara gelir. (Müennesi: Aşıka)

ÂŞIK-I DİDÂR-I PÂK : Turkish Risale

Temiz yüzün âşıkı. * Edb: Evvelce ordularda, kışlalarda, köy odalarında ve mahalle kahvelerinde gerek kendinin, gerek başkalarının sözlerini sazla dile getiren kimse; halk şâiri

ÂŞIKAN : Turkish Risale

(Âşık C.) f. Âşıklar, tutkunlar

ÇABA : Turkish Risale

Cehd. Gayret, herhangi bir işi yapmak için harcanan güç

ÇABÜK : Turkish Risale

f. Çabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif

ÇABÜK-HIRÂMÂN : Turkish Risale

f. Sür'atli yürüyen. Çabuk yürüyen

ÇABÜK-REV : Turkish Risale

f. Çabukça giden

ÇADER-İ KUHLÎ : Turkish Risale

Sema, gök. * Karanlık gece

ÇAK : Turkish Risale

f. Yarık, çatlak, yırtmaç. * Kılıç, bıçak gibi şeylerin sesleri. * Sabah vakti beyazlığı. * Küçük pencere. * Hazır. Amâde

ÇAKACAK : Turkish Risale

f. Silahlı çatışmadan çıkan ses