Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ÇENDİN : Turkish Risale

f. Kaç, kadar, ne kadar, bu kadar

ÇENEB : Turkish Risale

f. Sünnet

ÇENG : Turkish Risale

f. Pençe. * El. * Çalgı âletlerinden bir saz çeşidi. * Eğri büğrü

ÇENGAR : Turkish Risale

f. Yengeç. * Bakır pasından yapılan yeşil boya

ÇENGEL : Turkish Risale

f. Pençe. * Bir şey asmağa yarayan alet. * Orman, ağaçlık yer

ÇENGİ : Turkish Risale

Zil ve kaşık vurarak oynayan dansöz ve rakkase ki, ekseriyetle çingene kızlarındandır

ÇEP : Turkish Risale

f. Sol, yanlış, falso

ÇEP Ü RAST : Turkish Risale

Sağ ve sol

ÇEP ŞÜDEN : Turkish Risale

f. Solak olmak. * Mc: Doğruluktan yüz çevirmek

ÇEP-ENDAZ : Turkish Risale

f. Hileci,hilekâr, hile yapan kişi

ÇEPEL : Turkish Risale

Kirli, bulaşık, karışık, çamurlu

ÇEPER : Turkish Risale

Cidar, duvar

ÇERA : Turkish Risale

f. Niçin, niye böyle? * Mer'a. Otlak

ÇERA-ZAR : Turkish Risale

f. Otlak, çayır

ÇERAG : Turkish Risale

f. Işık. kandil. Lâmba. Mum. * Kutlu, mutlu. * Otlak. Mer'a. * Otlama. * Tekaüd. * Talebe

ÇERAG-ÇEŞM : Turkish Risale

f. Evlat, çocuk, veled, insan yavrusu

ÇERAGAN : Turkish Risale

f. Etrafı aydınlatma, şenlik. Kandil donanması, çırağan

ÇERAKİSE : Turkish Risale

(Çerkes. C.) Çerkesler. Kafkasyada yerli bir kabilenin adı

ÇERAM : Turkish Risale

f. Otlak

ÇERB : Turkish Risale

f. Besili, semiz, yağlı. * Muvafık, münasib, uygun. * Temayüz, imtiyaz. Diğerlerinden fazla ve üstün olma

ÇERB-AHUR : Turkish Risale

f. İçinde yemi bol olan ahır. * Bolluk içinde yaşıyan kimse

ÇERB-DEST : Turkish Risale

f. Eli işe yatkın. Sür'atli, eli çabuk

ÇERB-PEHLU : Turkish Risale

f. Besili, semiz, gövdeli, yağlı

ÇERBÎ : Turkish Risale

f. Tatlılık, yumuşaklık

ÇERES : Turkish Risale

f. Zindan, hapishane. * Zulüm, işkence. * Mer'a, otlak. * Üzüm teknesi