Turkish Risale
ÖMER HAYYAM : Turkish Risale
Çadırcı Ömer mânâsında olan bu kelime, İran'ın meşhur hayâlperest ve içkiden çok bahseden bir şâirinin adıdır
ÖMER İBN-İ ABDÜLAZİZ : Turkish Risale
(Hi:
101) Emevî Devleti halifelerinden olup Hz. Ömer'in ahfadındandır. Siyaset âleminde bir dâhi ve adâlette bir ikinci Hz. Ömer'di. Malatya'yı Rumlardan yüzbin esir mukabilinde satın aldı. Zehirlenerek şehid edildi. (R. Aleyh)
ÖMR : Turkish Risale
Yaşama, hayat, yaşayış
ÖMR-Ü CAHİM : Turkish Risale
Cehennem hayatı
ÖMR-Ü CÂVİD : Turkish Risale
Ebedî hayat
ÖMR-Ü GÜZEŞTE : Turkish Risale
Geçmiş ömür. Geçmiş hayat
ÖMR-Ü HAZİN : Turkish Risale
Hazin ömür. Hüzünlü hayat
ÖMR-Ü SÂNİ : Turkish Risale
İkinci hayat, âhiret hayatı
ÖMR-Ü TAVİL : Turkish Risale
Uzun ömür
ÖMR-Ü ZÂİL : Turkish Risale
Geçici ömür, fani hayat
ÖMRE : Turkish Risale
(Bak: Umre)
ÖRF : Turkish Risale
İnsanlar arasında güzel görülmüş, red ve inkâr edilmeyip mükerreren yapılagelmiş olan şeydir. Bu kelime; ihsan, ma'ruf, cud, sehâ, bezl ve atâ olunan, atiyye, tanımak, bilmek, biliş, ikrar eylemek, arka arkaya tetebbu ve tevâli etmek, Allah (C.C.) tarafından ulülemre ve Sultana tevdi' olunan hüküm, müstahsen, yani Hazret-i Peygamberin (A.S.M.) iyi gördüğü şeyler, gibi mânalara gelir. * Fık: Şer'an ve şeriata bağlı. Akl-ı selim sahiplerince müstahsen olup münker olmayan şey demektir. Örf, şeriata eğer muhalif olursa, gayr-i meşru olur, onunla amel edilmez ve onun izâlesi lâzım gelir
ÖRF-İ NÂS : Turkish Risale
f. İnsanların âdet edindikleri, beğendikleri alışkanlık hâlleri, an'aneleri ve telâkkileri
ÖRFEN : Turkish Risale
Örf bakımından, âdetlere göre
ÖRFÎ : Turkish Risale
Âdete âit ve onunla alâkalı
ÖRFÎ İDARE : Turkish Risale
(İdare-i örfî) Askerî kuvvete ihtiyacı gerektiren ve cemiyet hayatında zuhur eden müşkil hallerde vaktin icablarına göre ve vaziyet düzelinceye kadar sivil idare yerine askeri idare konması. Sıkı yönetim
ÖRFİYAT : Turkish Risale
Örf, âdet ve geleneğe bağlı olan şeyler
ÖZÜR : Turkish Risale
Bir kusurun afvı için gösterilen sebep. * Bahane, sebep. * Mâni, engel. Kusur, nakise, sakatlık. * Fevz. Zafer. * Bir adamın kusur ve kabahatinin çok olması. * Fık: Abdesti bozucu ve devamlı olan şey
ÖZÜRHÂH : Turkish Risale
f. Özür dileyen. Özür dileyerek affını isteyen
ÖŞR-Ü MİŞAR : Turkish Risale
Onda birin onda biri, yâni yüzde bir
ÖŞR-Ü MİŞAR-I AŞİR : Turkish Risale
Binde bir
ÖŞÜR : Turkish Risale
Ondalık, onda bir. Mahsullerden, Kur'an-ı Kerim hükümlerince onda bir olarak alınan zekât
ÜBAB : Turkish Risale
Şiddetli ve taşkın sel suyu
ÜBATİR : Turkish Risale
Akrabasını arayıp sormayan kişi
ÜBBEHET : Turkish Risale
Ululuk, büyüklük, azamet
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani