Turkish Risale
İCABETGÂH : Turkish Risale
f. Kabul etme yeri
İCABÎ : Turkish Risale
Müsbet. İcaba âit, icaba dair. * Lâzım, gerekli, zarurete müteallik
İCAD : Turkish Risale
Vücuda getirmek. Yeniden bir şey meydana getirmek. Yoktan var etmek. (Bak: İbda')(şu zamanda çok ileri giden feylesoflar diyorlar ki: "Hiçten, hiçbirşey icad edilmiyor ve hiçbirşey idam edilmiyor; yalnız bir terkip bir tahlildir ki, Kâinat fabrikasını işlettiriyor."Elcevap
Nur-u Kur'an ile mevcudata bakmayan feylesofların en ileri gidenleri bakmışlar ki, tabiat ve esbab vasıtasiyle bu mevcudatın teşekkülât ve vücudlarını
sabıkan isbat ettiğimiz tarzda- imtina derecesinde müşkilâtlı gördüklerinden, iki kısma ayrıldılar.Bir kısmı, Sofestaî olup, insanın hassası olan akıldan istifa ederek, ahmak hayvanlardan daha aşağı düşerek, Kâinatın vücudunu inkâr etmeyi; hatta kendilerinin vücudlarını dahi inkâr etmesini.. dalâlet mesleğinde esbab ve tabiatın icad sahibi olmalarından daha ziyade kolay gördüklerinden; hem kendilerini, hem Kâinatı inkâr edip, cehl-i mutlaka düşmüşler.İkinci güruh bakmışlar ki; dalâlette esbab ve tabiat mucid olmak noktasında, bir sinek ve bir çekirdeğin icadı, hadsiz müşkilâtı var. Ve tavr-ı aklın haricinde bir iktidar iktiza ediyor. Onun için bilmecburiye icadı inkâr ediyorlar, "yoktan var olmaz" diyorlar ve idamı da muhal görüyorlar, "var yok olmaz" hükmediyorlar. Yalnız, harekât-ı zerrât ile, tesadüf rüzgârlariyle bir terkib ve tahlil ve dağılmak ve toplanmak suretinde bir vaziyet-i i'tibariye tahayyül ediyorlar... İşte sen gel, ahmaklığın ve cehaletin en aşağı derecesinde, en yüksek akıllı kendini zanneden adamları gör; ve dalâlet, insanı ne kadar maskara ve süfli ve echel yaptığını bil; ibret al! Acaba her senede, dört yüzbin envâı birden zemin yüzünde icad eden ve Semavat ve Arzı altı günde halkeden ve altı haftada, her baharda, kâinattan daha san'atlı, hikmetli zihayat bir kâinatı inşa eden bir Kudret-i Ezeliye, bir İlm-i Ezelî'nin dairesinde, plânları ve mikdarları taayyün eden mevcudat-ı ilmiyeyi göze göstermiyen bir ecza ile yazılan ve görünmeyen bir yazıyı göstermek için sürülen bir ecza misillü, gayet kolay o mâdumât-ı hâriciye olan mevcudat-ı ilmiyeye vücud-u hârici vermeği o Kudret-i Ezeliyeden uzak görmek ve icadı inkâr etmek; evvelki güruh olan Sofestâilerden daha ziyade ahmakane ve cahilânedir. Bu bedbahtlar, âciz-i mutlak ve yalnız bir cüz-i ihtiyariden başka ellerinde olmayan; firavunlaşmış kendi nefisleri, hiçbir şeyi idam ve yok edemediklerinden ve hiçbir zerreyi, bir maddeyi, hiçten, yoktan icad edemediklerinden ve güvendikleri esbab ve tabiatın ellerinde hiçten icad gelmediği cihetle, ahmaklıklarından diyorlar: "Yoktan var olmaz, var da yok olmaz" deyip, bu bâtıl ve hatâ düsturu, Kadir-i Mutlak'a teşmil etmek istiyorlar. Evet, Kadir-i Zülcelâl'in iki tarzda icadı var. Biri; ihtira ve ibda' iledir. Yâni; hiçten, yoktan vücud veriyor; ve ona lâzım her şey'i de hiçten icad edip eline veriyor. Diğeri; inşâ ile, san'at iledir. Yâni; kemal-i hikmetini ve çok esmasının cilvelerini göstermek gibi, çok dakik hikmetler için, kâinatın anasırından bir kısım mevcudatı inşa ediyor. Her emrine tâbi olan zerratları ve maddeleri, Rezzakıyet kanunuyla onlara gönderir ve onlarda çalıştırır. Evet Kadir-i Mutlak'ın, iki tarzda; hem ibda' hem inşâ suretinde icadı var. Varı yok etmek ve yoğu var etmek; en kolay, en sühuletli, belki daimî, umumî bir kanunudur. Bir baharda, üçyüz bin envâ-i zihayat mahlukatın şekillerini, sıfatlarını, belki zerratlarından başka bütün keyfiyat ve ahvallerini hiçten var eden bir kudrete karşı, "yoğu var edemez!" diyen adam, yok olmalı!...L.)(Eğer desen: "Delil-i İhtiraî i'tâ-i vücuddur. İ'tâ-i vücud ise; i'dam-ı mevcudun refikidir. Halbuki: Adem-i sırftan vücudu ve vücud-u mahzdan adem-i sırf-ı aklımız tasavvur etemiyor." Cevaben derim: Yahu!. Sizin bu istis'âbınız ve şu mes'elenin tasavvurundaki istiğrabınız, bir kıyas-ı hâdi'in netice-i vahimesidir. Zira icad ve ibda-i İlâhiyi, abdin san'at ve kesbine kıyas edersiniz. Halbuki abdin elinden bir zerreyi imate veyahut icad etmek gelmez. Belki yalnız umur-u itibar
İCADE : Turkish Risale
İyi yapma, iyi işleme
İCADGERDE : Turkish Risale
f. İcad olunmuş
İCAH : Turkish Risale
Örtü, perde
İCAL : Turkish Risale
Korkutmak
İCALE : Turkish Risale
(Cevelan. dan) Dolaştırma, cevelan ettirme
İCALE-İ ESB : Turkish Risale
Atı dolaştırma
İCALET : Turkish Risale
El kitabı. Lüzum etttiği zaman müracaat olunup faydalanılan, cepte ve elde taşınabilir küçük kitap. * Acele ile ve derhal yapılan iş
İCALETEN : Turkish Risale
Hemen, acele olarak, seri bir şekilde
İCAM : Turkish Risale
(Eceme. C.) Arslan yatakları. * Çalılıklar, ağaçlıklar, meşelikler
İCAN : Turkish Risale
Boyun, unk
İCANE : Turkish Risale
(C: Ecanin) Hamam taşı. * İçinde bez ve kaftan yıkanılan kap
İCAR : Turkish Risale
Kiralamak. Kiraya vermek. * Kira parası
İCARAT : Turkish Risale
Kiranın gelirleri. Gelirler
İCARE : Turkish Risale
Kira. Gelir, irâd. Ücret. * Fık: Belli bir menfaati belli bir karşılık ile satmak
İCARE-İ AKAR : Turkish Risale
Ev, dükkân, arsa gibi yerlerin kirası
İCARE-İ FÂSİDE : Turkish Risale
İn'ikad şartlarını câmi' olduğu halde sıhhat şartlarını tamamen veya kısmen cami olmayan icaredir. Bu, aslen meşru olduğu hâlde vasfen meşru bulunmamış olur. Binaenaleyh böyle bir icareyi mucir ile müstecirden herhangi biri fesh edebilir
İCARE-İ GAYR-İ MÜN'AKİDE : Turkish Risale
İn'ikad şartlarını tamamen veya kısmen câmi' olmayan icaredir ki, buna "İcare-i batıla" da denir
İCARE-İ MEVKUFE : Turkish Risale
Başkasının hakkı taalluk edip icazeti lahık olmadıkça nâfiz olmayan icaredir
İCARE-İ MÜECCELE : Turkish Risale
Sonradan alınacak kirâ
İCARE-İ MÜN'AKİDE : Turkish Risale
Bey'ide olduğu gibi in'ikad şartlarını tamamen câmi' olan icaredir
İCARE-İ MÜNECCEZE : Turkish Risale
Bir şeyi akd-i icare ânından itibaren kiraya vermektir. Akd zamanında kiranın başlangıcı söylenmezse kira, bir icare-yi müneccezeye haml olunur
İCARE-İ MÜSANEHE : Turkish Risale
Yıllık olarak yapılan icaredir. Bir hanenin bir yıl müddetle kiraya verilmesi gibi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani