Turkish Risale
İCARE-İ MÜZAFE : Turkish Risale
Bir şeyi gelecek muayyen bir vakitten itibaren kiraya vermektir. Meselâ: Bir hâneyi gelecek falan ayın birinden itibaren bir sene müddetle şu kadar bin liraya kiraya vermek, bir icare-i müzafedir
İCARE-İ MÜŞAHERE : Turkish Risale
Aylık olarak yapılan icaredir. Bir haneyi bir aylığına kiraya vermek gibi
İCARE-İ SAHİHA : Turkish Risale
İn'ikad ve sıhhat şartlarını tamamen câmi' olan icaredir ki, şuyu'ı asilden ve şartı mufsidden hâli olmak üzere malum bir menfaatı, malum bir bedel mukabilinde temlik etmekten ibarettir
İCARET : Turkish Risale
İcâr, ücret. Kiraya vermek. * Kurtarmak, yardım etmek
İCARETEYN : Turkish Risale
Müeccel ve muaccel icarelerle kiralanan vakıf emlâkı. Hem derhal alınan, hem ileride alınacak kirası olan vakıf bina
İCAS : Turkish Risale
Gönlüne korku düşürmek
İCAZ : Turkish Risale
Kadın eşarbı. Baş örtü
İCAZ-I BİTTAKDİR : Turkish Risale
Maksadı az sözle ifade etmekle beraber fazla olan etraflı mânaların zuhurudur
İCAZ-I HASR : Turkish Risale
Lafzan hiçbir hazf olmadığı halde, ibârenin mânaca zengin olmasıdır
İCAZ-I HAZF : Turkish Risale
Mânâya halel gelmemek şartı ile ve lâfzî veya aklî karine delâleti ile cümleyi tamamlayanlardan birinin hazfıdır
İCAZ-I MAKBUL : Turkish Risale
Tazammun ve hazf ile olan icaz
İCAZ-I MUHİLL : Turkish Risale
Sözün istenilen mânayı ifadeye kifayet etmemesi yüzünden mânanın bozulması halidir
İCAZET : Turkish Risale
İzin. Müsaade. Şehadetname. Diploma. "Olur" demek. Destur vermek. İlmî ehliyet. Reva görmek
İCAZET VERMEK : Turkish Risale
Medrese usulüne göre okuttuğu dersi bitiren talebeye hocası tarafından izin verilmesi. Bu tasdikan verilen mühürlü kâğıda "icazetname", icazet vermiş olan müderrise de "muciz" denilirdi
İCAZET-İ FİİLİYE : Turkish Risale
Bir kimseden izin ve ruhsata delalet eden bir fiil ve hareketin sudûr etmesi
İCAZET-İ KAVLİYE : Turkish Risale
Bir kimsenin bir şey hakkında "izin verdim" demesi
İCAZET-İ KÜLLÎ : Turkish Risale
Vaktiyle Osmanlı serdarlarına ve sefirlerine müsâlaha, muahede akdi ve sair işler hakkında verilen mezuniyet. Tam salâhiyet demektir. Bu salâhiyeti alan kumandan veya sefir, üzerine aldığı işi merkezden sormaya ihtiyaç kalmadan maslahatın icabettirdiği ve kendi aklının erdiği vechile yapıp bitirirdi
İCAZET-İ LÂHİKA : Turkish Risale
Bir kimsenin önce izni olmadığı halde, yapıldıktan sonra bir şeyi tasdik edip kabul etmesi
İCAZETNAME : Turkish Risale
f. Şehadetname. Diploma. Şehadet kâğıdı
İCAZKÂR : Turkish Risale
f. İcazlı, kısa ifadelerle çok şey anlatmak halinde olan
İCAZÎ : Turkish Risale
İcaza dair, icaza ait ve müteallik. Veciz bir tarzda
İCBA' : Turkish Risale
Ekilen ekini henüz olgunlaşmadan satmak
İCBAR : Turkish Risale
Zor. Zorlama. Cebretmek
İCBAR-I NEFS : Turkish Risale
Kendini zorlama, nefsini icbar etme
İCCAR : Turkish Risale
(C: Ecâcir) Dam, çatı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani