Turkish Risale
İDARE-İ MASLAHAT : Turkish Risale
Bir işi mümkün mertebe iyi-kötü yürütmek
İDARE-İ MEŞRUTA : Turkish Risale
Meşrutiyet idaresi, meşrutiyetle idare
İDARE-İ MUTLAKA : Turkish Risale
Bir hükümdarla idare. Bir hükümdarın idare ve yönetimi altında bulunan devlet. Mutlakiyet idaresi
İDARE-İ MÜSTEBİDE : Turkish Risale
İstibdat idaresi
İDARE-İ UMÛR : Turkish Risale
İşlerin görülmesi
İDARE-İ ÖRFİYE : Turkish Risale
İcabında devletin bir yerde mülki idareye ait nizamları tatil ile kanunen kurduğu askerî idare. Örfi idâre, sıkıyönetim
İDAREHANE : Turkish Risale
f. Bir işe bakan hey'etin veya bir işi idare edenlerin toplanarak iş gördükleri yer ve dâire. * Dergi, gazete vs. gibi yayınların yazı işlerine bakılan dâire
İDARETEN : Turkish Risale
İdare için. Kanun ile değil, işin gelişine göre yaparak. İdare yoluyla, işi idare ederek
İDARÎ : Turkish Risale
İdare. * İdare ile alâkalı
İDAVE : Turkish Risale
(C: Edâvâ) Deriden yapılmış su kabı. Asker matarası
İDB : Turkish Risale
Acib iş
İDBAK : Turkish Risale
Ulaştırmak. Yapıştırmak. * Tecvidde: Harf okunduğu zaman dilin üst damağa yapışmasına denir. Bu sıfatın harfleri. Sad, dad, tı, zı'dır. İsimlerine müdbaka denir. (Bak: İtbak)
İDBAR : Turkish Risale
Geriye gitmek. Geri dönmek. * İşlerin ters gitmesi. * Talihsizlik. * Bir gezegenin diğer oniki burcun tertibine zıt olarak hareketi. (Asıl tertibe göre gitmesine de ikbal denir.)
İDBİSAS : Turkish Risale
Ne kırmızı, ne siyah olmak. * Ot bitmek
İDCAN : Turkish Risale
(İdcican) Gökyüzü yağmur bulutlarıyla örtülme. * Hava çok sisli ve dumanlı olma
İDD : Turkish Risale
Büyük, acib şey. * Belâ, dâhiye. * Yalan
İDDE : Turkish Risale
Müddet. Zaman. Vakit. * Küfüv. Hemta. Arkadaş
İDDET : Turkish Risale
Bekleme müddeti. * Sayılmış. Madud. * Cemaat. * Hıfz. * Fık: Kocasından ayrılan kadının, başkası ile evlenebilmesi için, üç defa hayız görüp temiz oluncaya kadar geçen zaman. (Kocasından boşanırsa 100 gün, kocası ölürse 130 gün.)
İDDET-İ EŞHÜR : Turkish Risale
Ay hesabıyla iddet beklemek. Boşanma tarihinden itibaren hür ise üç ay, cariye ise birbuçuk ay bekler
İDDET-İ HAML : Turkish Risale
Fık: Çocuk doğurmakla biten iddet. Kocası ölen veya boşanan gebe kadının, çocuğun doğmasını beklemesi demektir
İDDET-İ HAYZ : Turkish Risale
(Bak: Hayz)
İDDET-İ VEFAT : Turkish Risale
Fık: Ölüm neticesinde icab eden iddet. Kocası ölen kadın hür ise 130 gün, cariye ise 65 gün iddet bekler
İDDİA : Turkish Risale
Bir şeyin müsbet veya menfiliğini ısrarla söylemek. İleri sürülen fikir. Dâva etmek. Israr etmek. İnat etmek. Haklı veya haksız bir dâvaya kalkışmak.(Arzı ve bütün nücum ve şümusu tesbih taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinatta dâva-yı halk ve iddiâ-yı icad edemez. Zira her şey, her şeyle bağlıdır. M.)
İDDİAEN : Turkish Risale
İddia ederek. Doğru olduğunu söyleyerek
İDDİAM : Turkish Risale
(Diam. dan) Payanda dayamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani