Turkish Risale
AFSA : Turkish Risale
Boynuzu ardına kayık koyun
AFSUN : Turkish Risale
(Efsun) f. Büyü, sihir, tılsım. (Büyücülük yapmak ve büyücülere uymak, Müslümanlıkta yasak ve günahtır.)
AFT : Turkish Risale
Pelteklikten sözü zorlukla söylemek. Kekemelik
AFTAB : Turkish Risale
f. Güneş. * Pek güzel şahıs. * Çok parlak çehre
AFTAB-GERDEK : Turkish Risale
f. Kaya keleri. * Ayçiçeği
AFTAB-GERDİŞ : Turkish Risale
f. Yer yüzü. * Kaya keleri. * Devamlı güneş gören yer
AFTAB-GİR : Turkish Risale
f. Güneşlik, şemsiye. * Güneş gören yer
AFTAB-PEREST : Turkish Risale
f. Nilüfer çiçeği. * Güneşe tapan kimse. * Ayçiçeği
AFTAB-RU : Turkish Risale
f. Güneş yüzlü, yüzü güneş gibi parlak (güzel). * Sevimli, dilber. * Güneşe karşı olan (yer)
AFTABE : Turkish Risale
f. İbrik. Su kabı
AFTABÎ : Turkish Risale
f. Güneşlik, şemsiye, tente. * Güneşe ait, güneşle ilgili
AFTÂB-GERDAN : Turkish Risale
f. Güneşten korunmak üzere başa giyilen şey. * Avcı kulübesi
AFTÂB-I KUREYŞ : Turkish Risale
Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz
AFUR : Turkish Risale
Belâ kasırgası
AFV : Turkish Risale
Ayakla basılmadık yer. * Malın iyisi, helâli ve fazlası. * Terketmek. * Mahvetmek
AFV-CU : Turkish Risale
Afv isteyen. Afv arayan
AFV-İ ANİL CERAHA : Turkish Risale
Huk: Kendisine cinayet yapılmış olan kimsenin, yaralanmadan dolayı malik olduğu kısas, diyet veya hükümet-i adl; yani, ehl-i vukufca tayin edilen diyet hakkını caniye bağışlamasıdır
AFV-İ ANİLKAT' : Turkish Risale
Huk: Azalarından biri kesilen bir şahsın, buna karşılık hak kazandığı diyet veya kısas davalarından vaz geçmesi
AFYON : Turkish Risale
Lât. Haşhaş sütünün birikmesinden ibaret bir madde
AFÎ : Turkish Risale
Silen, silinmiş. Affeden, bağışlayan. * Affedilmiş, bağışlanmış. * Yalvaran. * Uzun saçlı. * Tencere altında artaya kalan
AFÜVV : Turkish Risale
Affeden, merhametli
AFİF : Turkish Risale
Temiz. Güzel. Nezih. İffetli ve namuslu olan. Haramdan sakınan. * Müstakim
AFİFÂNE : Turkish Risale
f. İffetlice. Temiz olarak. Nazif olarak
AFİK : Turkish Risale
Yalancı, iftiracı
AFİL : Turkish Risale
Uful eden. Gurub eden. Batan. * Görünmez olan. Kaybolan. * Fâni, geçici
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani