Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
İHTİNÂK-I RAHM : Turkish Risale

Eskiden, rahmin tıkanmasından dolayı olduğu sanılan ve kadınlarda görülen asabî bir hal ve hastalık

İHTİRA' : Turkish Risale

Evvelce keşfolunmamış, bilinmeyen bir şeyi keşfetmek. İcad etmek. * Edb: Hiç kimse tarafından kullanılmamış tabirler ve mazmunlar kullanma. (Bak: Delil-i ihtira', İbda')

İHTİRA'-KERDE : Turkish Risale

f. Eşine rastlanmayan keşif. * Yaratılmamış olmak

İHTİRAB : Turkish Risale

Savaşma, muharebe etme

İHTİRAK : Turkish Risale

Yanmak, tutuşmak, yanıp kül olmak. * Koz: Bir gezegenin güneşe yaklaşması

İHTİRAM : Turkish Risale

Hürmet olunmak, tazim olunmak, hürmet, saygı

İHTİRAMAT : Turkish Risale

(İhtiram. C.) İhtiramlar, hürmetler, saygılar

İHTİRAMEN : Turkish Risale

Hürmet ederek, saygı göstererek

İHTİRAMKÂR : Turkish Risale

f. Saygılı, hürmetkâr

İHTİRAS : Turkish Risale

(Hiraset. den) Kaçınmak, kendini korumak, muhafaza etmek. * Kesmek

İHTİRASAT : Turkish Risale

(İhtiras. C.) Şiddetli arzu ve istekler. İhtiraslar

İHTİRASÎ : Turkish Risale

Korunma, muhafaza olunma, kendini gözetme

İHTİRAZ : Turkish Risale

Sakınmak, çekinmek, kaçınmak

İHTİRAZEN : Turkish Risale

Korunarak, sakınarak, muhafaza olunarak

İHTİRAZÎ : Turkish Risale

Çekinmeye ait, sakınmayla alâkalı

İHTİRAÎ : Turkish Risale

(C.: İhtiraiyyat) İcad ve ihtira ile alâkalı

İHTİSAB : Turkish Risale

Hesab sorma, mes'uliyet. * İhtisab dâiresinin aldığı vergi. * Emr-i bilma'ruf nehy-i an-ilmünker vazifesi, * Ceza. * Eskiden belediye işlerine bakan memurun işi ve dâiresi

İHTİSAB RESMİ : Turkish Risale

Eskiden belediye varidatı olarak damga, tartı, ölçü, panayır ve pazar vergisi adı altında alınan vergiler ile, hile yapan esnaftan alınan para cezalarının umumi adı

İHTİSABİYYE : Turkish Risale

İhtisaba (belediyeye) ait vergi

İHTİSAD : Turkish Risale

Hasad etme, biçme

İHTİSAD-I MEZRUAT : Turkish Risale

Ekinlerin biçilmesi

İHTİSAM : Turkish Risale

(Husumet. den) Düşmanlık, husumet, muhâsame

İHTİSAR : Turkish Risale

İcmâl etmek. Sözün kısaltılması. Kısaltmak. * Mat: Sadeleştirme, basitleştirme. Hesapta bir tenasübü en küçük haddine indirme

İHTİSAREN : Turkish Risale

İhtisar suretiyle, muhtasar olarak, kısaltarak, tafsilâtsız, kısaca

İHTİSAS : Turkish Risale

(Husus. dan) Kendine mahsus kılmak. Bir kimsenin dünyevi veya uhrevi, Kur'âni, İslâmi, imâni bir mesleğe, fen veya san'ata hasr-ı mesâi etmesi; yalnız onunla meşgul olması. (Bu metot insanı muvaffakiyete eriştiren en birinci ve en büyük bir âmildir. Bir kimse yaktığı bir meş'aleyi parlatabilmesi ve bâkileştirebilmesi için o meş'alenin, o nurun pervanesi olması gerekir.) Zübeyir Gündüzalp (R.Aleyh)* Gr: Mütekellim veya muhatab zamiri olan mübtedanın haberinin hükmünü bir isme âit (mahsus) kılma. Bu isim zamiri tâkibeder.(Bir fennin veya bir san'atın medar-ı münakaşa olmuş bir mes'elesinde, o fennin ve o san'atın hâricindeki adamlar ne kadar büyük ve âlim ve san'atkâr da olsalar, sözleri onda geçmez. Hükümleri hüccet olmaz; o fennin icmâ-i ulemâsına dâhil sayılmazlar. Meselâ; büyük bir mühendisin, bir hastalığın keşfinde ve tedavisinde bir küçük tabib kadar hükmü geçmez. Ve bilhassa, maddiyatta çok tevaggul eden ve gittikçe maneviyattan tebaud eden ve nura karşı gabileşen ve kabalaşan ve aklı gözüne inen en büyük bir feylesofun münkirâne sözü maneviyatta nazara alınmaz ve kıymetsizdir.Acaba yerde iken arş-ı azamı temaşa eden, hârika bir dehâ-yı kudsî sahibi olan ve doksan sene maneviyatta terakki edip çalışan ve hakaik-i imaniyeyi ilmelyakîn, aynelyakîn hattâ hakkalyakîn suretinde keşfeden Şeyh Geylâni (K.S.) gibi yüzbinler ehl-i hakikatın ittifak ettikleri tevhidî ve kudsî ve manevî mes'elelerde, maddiyatın en dağınık ve kesretin en cüz'î teferruatına dalan ve sersemleşen ve boğulan feylesofların sözleri kaç para eder ve inkârları ve itirazları, gök gürültüsüne karşı sivrisineğin sesi gibi sönük olmaz mı? Ş.)