Turkish Risale
İKTİNAS : Turkish Risale
Tuzak kurup avlanma
İKTİRA' : Turkish Risale
(Kirâ. dan) Kiralama, kira ile tutma
İKTİRAB : Turkish Risale
Tasalı ve gamlı olma. Korkulu ve hüzünlü bulunma
İKTİRAB-I SAAT : Turkish Risale
Kıyamet vaktinin yaklaşması
İKTİRAC : Turkish Risale
Paslanma, küflenme
İKTİRAF : Turkish Risale
Emek çekerek kesb ü kâr eylemek, kazanmak. * Günah kazanmak
İKTİRAH : Turkish Risale
(C.: İktirahat) (Karh. dan) Evvelden hazırlamadan düzgün bir şekilde ve içe doğduğu gibi (şiir veya nutuk) söyleme
İKTİRAN : Turkish Risale
Ulaşmak. Mukarin olmak. Yaklaşmak. Yetişmek. * İki şeyin bir arada gelmesi. İki nimetin aynı anda bulunması gibi... (İktiran tâbirinden anlaşılan: Bir şeyin zahirî sebebiyle o şeyin beraber görünmesidir. Meselâ bir bahçeye su vermek zahirî sebebi ile nebatların büyümesi; veya bir mürşidin irşadiyle hidayete ermenin bir zaman içinde beraber bulunmaları ki, hem zahirî sebeplerin, hem de neticelerin hakiki sahibi ve müessiri ancak Cenab-ı Hak'tır.)(Esbab-ı zâhiriyeyi perestiş edenleri aldatan; iki şeyin beraber gelmesi veya bulunmasıdır ki, "iktiran" tabir edilir, birbirine illet zannetmeleridir. Hem bir şeyin ademi, bir nimetin mâdum olmasına illet olduğundan, tevehhüm eder ki: O şeyin vücudu dahi, o nimetin vücuduna illettir. Şükrünü, minnettarlığını o şeye verir, hataya düşer. Çünki bir nimetin vücudu, o nimetin umum mukaddematına ve şerâitine terettüb eder. Halbuki o nimetin ademi, birtek şartın ademiyle oluyor. Meselâ: Bir bahçeyi sulayan cedvelin deliğini açmıyan adam, o bahçenin kurumasına ve o nimetlerin ademine sebeb ve illet oluyor. Fakat o bahçenin nimetlerinin vücudu, o adamın hizmetinden başka yüzer şeraitin vücuduna tevakkufla beraber, illet-i hakiki olan kudret ve irade-i Rabbaniye ile vücuda gelir: İşte bu mağlatanın ne kadar hatâsı zâhir olduğunu anla ve esbabperestlerin de ne kadar hatâ ettiklerini bil! L.)
İKTİRAN-I KEVAKİB : Turkish Risale
Ast: İki gezegenin zâhiren birbirine yakın bir mevziye gelmeleri veya aynı burçta bulunmaları
İKTİRANÎ KIYAS : Turkish Risale
Man: Neticenin aynı veya nakizı, mukaddemelerinin birisinde bilfiil zikredilmeyen kıyastır. Meselâ: "Her cisim muhdestir". Ve nakizı olan: "Bazı cisimler muhdes değildir" kaziyeleri, ne birinci ve ne de ikinci mukaddemede hey'et-i mecmuası ile zikredilmiş olmadığından iktirânidir
İKTİRAS : Turkish Risale
Bir işe ehemmiyet verme, bir şeyi mühimseme. * Kederli ve hüzünlü olma
İKTİRAZ : Turkish Risale
(Karz. dan) Borç alma
İKTİSA : Turkish Risale
Giyinmek, giymek
İKTİSA-İ NUKUD : Turkish Risale
Para biriktirme
İKTİSAB : Turkish Risale
Kazanmak. Tahsil etmek. Elde etmek
İLHAK : Turkish Risale
İlâve etmek, eklemek. Katmak
İLHAM : Turkish Risale
Söverek ve hakaret ederek onur kırma
İLHAMAT : Turkish Risale
İlhamlar. Allah tarafından kalbe gelen mânalar
İLHAMÎ : Turkish Risale
İlham ile elde edilen ve nâil olunan. İlham ile alâkalı. * Erkek adı
İLHAN : Turkish Risale
Tar: Cengizlilerin İran kolunun Hülâgu hanedanının hükümdarlarına verilen ünvan
İLHANLILAR : Turkish Risale
İlhanlılar hanedanı ve bu hanedanın idare ettiği XIII. asrın sonu ve XIV. asrın ilk yarısında yaşayan bir yakındoğu imparatorluğu
İLHANÎ : Turkish Risale
İlhanlık. İlhanla alâkalı. İlhanın idare ettiği devlet şekli, imparatorluk. Bu idareye bağlı memleketler. İlhan olma hâli
İLHAZ : Turkish Risale
Yan bakışla bakma
İLKA' : Turkish Risale
Koymak, bırakmak. Terk etmek. Öne atmak
İLKAAT : Turkish Risale
Zararlı sözlerle şaşırtmak. * Bırakmalar, terk etmeler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani