Turkish Risale
İLKAH : Turkish Risale
Döllenmek. Döllemek. Gebe bırakmak. Aşılamak. * Tıb: İki ayrı cins hücrenin birleşmesi
İLKAHAT : Turkish Risale
(İlkah. C.) İlkahlar, döllemeler, gebe bırakmalar
İLKAM : Turkish Risale
Yutturma, boğazından geçirtme
İLKAN : Turkish Risale
Çabuk ezberleme
İLKBAHAR : Turkish Risale
t. Mart, nisan ve mayıs aylarını içine alan mevsim
İLKE : Turkish Risale
(Bak: Unsur
Umde
Mebde')
İLKEL : Turkish Risale
(Bak: İbtidâi)
İLKTEŞRİN : Turkish Risale
Ekim ayı. Teşrin-i evvel
İLL : Turkish Risale
Keskinlik veya parlaklık mânasından alınmış olup; feryat, yemin, ahid ve karâbet mânalarına gelir. İbrânice "il", ilâh demek olduğu da söylenmiştir. (E.T.)
İLLE : Turkish Risale
(İllet) Esas sebeb. Vesile. * Hastalık, maraz, dert, sakatlık. Mûcib, maksad, gaye.(...Göz ile görünmeyen bir mikrob, bir hayvancık, küçüklüğüyle beraber pek ince ve garib bir makine-i İlâhiyeyi hâvidir. O makina mümkinattan olduğundan vücud ve ademi mütesavidir. İlletsiz vücuda gelmesi muhaldir. O makinenin bir illetten vücuda geldiği zaruridir. İ.İ.)
İLLE-İ GAİYE : Turkish Risale
Elde edilmesi için çalışılan gaye, maksad ve netice. Vazifeye terettüb eden maslahat, fayda, semere, iş
İLLE-İ IZTIRARÎ : Turkish Risale
Kabul edilmesi mecburi görülen sebeb
İLLET-İ TÂMME : Turkish Risale
Herhangi bir şeyin var olması için lâzım gelen sebeblerin tamamı. Bu sebebler var olunca neticesinin vücuda gelmesi bizzarure ve bilvücub iktiza eder
İLLÂ : Turkish Risale
(İstisnâ edatıdır) Maadâ, olmadığı suretle, alel-husus, mutlaka, illâ, meğer, aksi hâlde, ne olursa olsun, bâhusus, ancak (gibi mânalara gelir)
İLLÂHU : Turkish Risale
Ancak O. Allah (C.C.)
İLLÎ : Turkish Risale
Sebebe ait. Neden ve sebeple alâkalı
İLLİYET : Turkish Risale
Sebeb ile alâkalı. Esas sebeble alâkadarlık. Sebeb arayış
İLLİYYE : Turkish Risale
(Ulliyye) En şerefli, yüksek
İLLİYYUN : Turkish Risale
(İlliyyîn) (Aliyyu. C.) Cennetin en yüksek tabakası. Ahirete giden tam kâmil mü'minlerin yeri. Hafaza meleklerinin divanları ismidir ki, salihlerin amelleri oraya yükseltilir. Ahirette yüksek dereceye, dergâh-ı rızâya en yakın olan derecedir
İLLİZYON : Turkish Risale
Lât. Cisimleri yanlış idrak etme. Meselâ su borusunu yılan gibi görme
İLM : Turkish Risale
(İlim) Okumakla veya görmek ve dinlemekle veya ihsan-ı Hak'la elde edilen malumat. Bilmek. İdrak etmek.(İlim, hakikatı bilmekten ibarettir. İlim, marifetten daha umumidir. Marifet, tefekkürle bilmek mânasına olmakla beraber, Cenab-ı Hakk'a nisbeti câiz olmaz. Gerek huzurî olsun (ilm-i İlâhî gibi) ve gerek husulî olsun (ilm-i ibad gibi) ve vech-i dikkat üzere bilmeye de denir. Şuur, fıtnat gibi. İlmin zıddı "cehil"dir. Marifetin zıddı ise "inkâr"dır.) * İlm-i Kelâm'da: İlim; bilmek, idrak etmek sıfatıdır. Cenab-ı Hak ilim sıfatı ile de muttasıftır. O'nun ilmi, mahlukatın ilmi gibi basit ve mahdut olmayıp, bütün kâinatı muhittir. Hiç bir şey onun ilminden gizlenemez ve haricinde kalamaz. Allah'ın ilmi mutlaktır. Allah, Alîm-i Mutlak'tır.İlim mâluma tâbidir. Yani: İlim sıfatı varlıkları icad etmez ve hâdiseleri meydana getirmez. Belki, varlıkları ve hâdiseleri bilmekle ilim olur.Cenab-ı Hak ilmi ile, olmuş ve olacak herşeyi ezelî ve ebedî olarak bilir. Böylece o eşya, ilm-i İlâhîde bilinmesiyle vücud-u ilmîye mazhardır. Fakat maddî vücutlarının icadı, kudret-i İlâhiyeye istinad eder. Yani mahlukatın maddî vücudunu ilim icad etmez, kudret icad eder. Bu itibarla malumun yani mahlukun icadı, ilme değil, kudrete tâbidir. (Bak: İrfan, Ulum)
İLM-İ AHBÂR : Turkish Risale
(Bak: İlm-i hadis)
İLM-İ AHLÂK : Turkish Risale
Ahlâk bilgisi
İLM-İ AHVÂL-İ CEVV : Turkish Risale
Meteoroloji
İLM-İ ARZ : Turkish Risale
(İlm-ül arz) Yer bilimi. Jeoloji
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani