Turkish Risale
İMSAKİYE : Turkish Risale
Ramazanda imsak vakitlerini gösteren cetvel
İMSAL : Turkish Risale
Boşuboşuna sarfetme, lüzumsuz yere harcama. Har vurup harman savurma
İMSAS : Turkish Risale
(Mass. dan) Emdirme, emdirilme. * Tıb: Suda erimiş ilâcı şırınga etmek
İMTAR : Turkish Risale
Yağdırma veya yağdırılma
İMTAR-I AHCÂR : Turkish Risale
Taş yağdırma
İMTAR-I MATAR : Turkish Risale
Yağmur yağdırma
İMTİDAD : Turkish Risale
Uzanmak. Uzayıp gitmek. Gerilip ve çekilip uzanmak. * Boy. Tul. Uzunluk. * Feza, uzay
İMTİDAH : Turkish Risale
(Medh. den) Medhetme, övme
İMTİHA' : Turkish Risale
(Mahv. dan) Mahvolma, perişan olma, yok olma
İMTİHA-Yİ SEYF : Turkish Risale
Kılıcın bilenmesi, keskinleştirilmesi
İMTİHAK : Turkish Risale
Bozulma
İMTİHAN : Turkish Risale
Hor ve zelil kılmak
İMTİHAZ : Turkish Risale
Hâlis, katıksız ve saf olma. Durulanma
İMTİKÂR : Turkish Risale
(Mekr. den) Oyuna kanma, aldanma
İMTİLA' : Turkish Risale
Dolma. Dolgunluk. * Tıb: Kan durma, kan toplanma
İMTİLA-İ MİDE : Turkish Risale
Mide dolgunluğu
İMTİLAL : Turkish Risale
Bir millete karışma
İMTİNA' : Turkish Risale
Feragat edip geri durma. * Muvafakat etmeme. Çekinme. İstememe. Yapmama. * İmkânsızlık, mümkün olmayış
İMTİNA-İ HAKİKİ : Turkish Risale
Bir şeyin mümkün olmamasının aklen zaruri olması. (Meselâ: Bir kimse kendinden yaş bakımından büyük olan başka bir kimse hakkında: "Bu benim oğlumdur" diye iddia etse, dâvâsı dinlenmez. Çünkü, kendinden yaşça büyük bir adamın, kendisinin neslen oğlu olması aklen muhaldir.)
İMTİNA-İ ÂDİ : Turkish Risale
Bir şeyin olması âdeta mümkün olmamak
İMTİNAN : Turkish Risale
Minnet. Kendine minnet etmek. Birisine yaptığı ihsan ve iyiliği başına kakmak. * Memnun olmak. * Birisinin çok iftiharla sevdiği ve mâlik olduğu şeye nâil olmak
İMTİRA' : Turkish Risale
Çıkarma, ihrac etme, dışarı atma. * Şüphelenme, kuşkulanma. * Tereddüt, mütereddidlik, kararsızlık
İMTİRAS : Turkish Risale
Sürtünme, kaşınma
İMTİRAS-I HİMAR : Turkish Risale
Eşeğin sürtünüp kaşınması
İMTİSAL : Turkish Risale
Nümune kabul etme. * Uymak. Ayrılmamak üzere inkıyad etme. * Mesel ve kıssa söyleme. * Bir şeyin suretine girme. * Muvafakat ve mutabakat etme. * Katili kısas etme. (Bak: Dimağ)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani