Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
BÜDD : Turkish Risale

Uzaklaşma. Birbirinden uzak düşme. * Perâkende etmek, dağıtmak. Put, sanem. * Firak. * Tâkat, kudret

BÜDDE : Turkish Risale

Nasib, hisse, pay. * Nihayet, son

BÜDN : Turkish Risale

Yoğun gövdeli ve şişman olmak

BÜDUH : Turkish Risale

Yürümek, meşy. * Esmâullahdan bir isim. (Vedud mânâsına)

BÜDUR : Turkish Risale

İleri geçme, hızla geçme

BÜDÜN : Turkish Risale

(Bedene. C.) Kurbanlık develer

BÜDÜV : Turkish Risale

Görünür hâle gelme. Aşikâr olma. Zâhir hâle gelme

BÜFE : Turkish Risale

Fr. İçinde sofra takımı konulan dolap. * Davetlileri ağırlamak için çeşitli yiyecek ve içeceklerin hazır bulundurulduğu masa. * İstasyon lokantası. * Sigara, kibrit, gazete, sandviç v.s. satılan yer

BÜGA' : Turkish Risale

İstemek, talep etmek

BÜGAS : Turkish Risale

(C.: Bügasât-Ebgıse) Ufak, küçük kuşlar

BÜGASE : Turkish Risale

Ufak kuş

BÜGEYG : Turkish Risale

Koyun. * Besili erkek geyik. * Semiz keçi. * Bir yerin adı

BÜGUR : Turkish Risale

Düşmek, sukut

BÜGYE : Turkish Risale

İstenen ve kasdedilen şey

BÜH : Turkish Risale

Baykuşa benzer bir kuştur, ondan küçüktür. Dişisine büvâhâ derler; ahmak, akılsız kimseyi ona benzetirler. * Puhu

BÜHAR : Turkish Risale

Deniz balıklarından bir beyaz balık

BÜHARİSE : Turkish Risale

Altın ve gümüşten üç kıntar veya üçyüz rıtıl

BÜHAT : Turkish Risale

Bühtan edici, iftiracı

BÜHBUHA : Turkish Risale

Bir yerin ortası, orta yer

BÜHHÜT : Turkish Risale

Haramzâde, piç

BÜHLUL : Turkish Risale

Güzel yüzlü

BÜHME : Turkish Risale

(C.: Bühüm) Cemaat, topluluk.* Leşker. * Bahâdır, kahraman

BÜHMÂ : Turkish Risale

Dikenli ağaç

BÜHR : Turkish Risale

Galip olmak. * Yürümekten nefesini tez tez verip solumak

BÜHRE : Turkish Risale

Geniş yer, büyük mekân. * Kesik kesik soluyuş. * Dere içindeki sazlık ve çayırlık