Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
İŞVE : Turkish Risale

Güzellerin gönül çeken naz ve edâsı. Gönül çekici tavır

İŞVEBAZ : Turkish Risale

f. Naz edici, edâ yapan, cilveli. * Meşhur bir cins lâle

ŞA'AR : Turkish Risale

Kıl büken

ŞA'B : Turkish Risale

Ayrılmak. Dağılmak. * Islah etmek, düzeltmek. * Helâk etmek. * Kırmak

ŞA'BAN : Turkish Risale

(Şâbân) Arabi ayların sekizincisi. Mübârek Şuhur-u selâsenin (Üç ayların) ikincisi

ŞA'BEZE : Turkish Risale

El çabukluğu

ŞA'LA' : Turkish Risale

Uzun, tavil

ŞA'R : Turkish Risale

(C.: Şüur-Eşâr) Kıl. Saç. * Ateş yakmak. * Cenk koparmak, kavga çıkarmak

ŞA'RA : Turkish Risale

(C.: Şüâr) Çok miktar ağaç. * Bir nevi zerdali. * Kuyruğunda dikeni olan bir cins sinek

ŞA'RANÎ : Turkish Risale

(Hi:
973) Dört hak mezhebin birleşen ve ayrılan tarafları hakkında mu'teber eserleri olan meşhur bir fakihtir. Mizan-ı Şaranî ismiyle bilinen eseri meşhurdur

ŞA'RİYYE : Turkish Risale

Çorbalık makarna, şehriye

ŞA'RİYYET : Turkish Risale

Fiz: Kılcallık

ŞA'VA' : Turkish Risale

Perâkende, dağınık. * Dağıtmak

ŞA'ŞA' : Turkish Risale

Yıldıramak, parıldamak. * Uzun ve yeynicek olmak

ŞA'ŞAA : Turkish Risale

Parlama. Zahirî parlak görünüş. * Bir şeyi birbirine katıp karıştırmak

ŞA'ŞAADAR : Turkish Risale

f. Gösterişli, şa'şaalı, parlak

ŞA'ŞAAPAŞ : Turkish Risale

Parlaklık neşreden, şa'şaa saçan

ŞAAB : Turkish Risale

Ayrılmak. * Yarmak

ŞAAR : Turkish Risale

Ağaç, şecer

ŞAB : Turkish Risale

(Bak: şap)

ŞAB-HANE : Turkish Risale

f. Şap çıkarılan yer

ŞABAŞ : Turkish Risale

f. Alkış etme, alkışlama. Aferin deme. Bir hareketi güzel bulmaktan dolayı alkışlamak veya hediye vermek

ŞABAŞHÂN : Turkish Risale

f. Beğenip alkışlayan

ŞABB : Turkish Risale

Genç, delikanlı, yiğit

ŞABB-I EMRED : Turkish Risale

Bıyığı, sakalı henüz çıkmış delikanlı