Turkish Risale
ŞAHESER : Turkish Risale
f. Üstün ve büyük eser. Eserin şâhı. * Yüksek değerde olan
ŞAHET-İL VÜCUH : Turkish Risale
"Yüzleri, bahtları kara oldu, yüzleri kararsın..." meâlinde
ŞAHIS : Turkish Risale
(C.: Eşhâs) Kişi, kimse. İnsanın cismanî hey'eti. * İnsanın uzaktan görülen karaltısı
ŞAHIS ZAMİRİ : Turkish Risale
İsim yerine kullanılan ve insanlara işaret eden kelimeler.Farsçada: $ (Men: ben), $ (Tu: sen), $ (U: o), $ (Mâ: biz), $ (Şümâ: siz), (İşân: onlar). Bunlar gayr-ı muttasıl (bitişik olmayan) zamirlerdir.Arapçada; gayr-ı muttasıl zamirler: $ (Ene: ben), $ (Ente-sen), $(Entümâ: ikiniz), $ (Hu: O), $ (Entüm: siz), (Entünne: siz) (Müennes), $ (Nahnu: biz), $ (Hüm: Onlar) (müzekker) $ (Hünne: Onlar) (müennes)
ŞAHKÂR : Turkish Risale
f. En güzel eser. Baş eser. şâheser
ŞAHM : Turkish Risale
Etler arasında bulunan yağ, iç yağı. Don yağı
ŞAHM-PARE : Turkish Risale
f. İç yağın bir parçası. Bir kısım iç yağı
ŞAHMERDAN : Turkish Risale
(Şâh-ı merdan) f. Mertlerin şahı, Hazret-i Ali (R.A.). * Aşağı yukarı çıkan büyük demir tokmak
ŞAHN : Turkish Risale
Doldurmak. * Sürüp reddetmek
ŞAHNA' : Turkish Risale
Buğz, düşmanlık, adâvet
ŞAHNE : Turkish Risale
İnzibat memuru, emniyet memuru
ŞAHNİŞİN : Turkish Risale
f. Şahların oturmalarına lâyık yer. * Evin sokak üzerine olan çıkmaları
ŞAHR (ŞAHİR) : Turkish Risale
Ağızını öttürmek. * Islık çalmak. * Sesi yükseltmek
ŞAHRAH : Turkish Risale
f. Büyük ve işlek yol, cadde. Şaşırılması mümkün olmayan doğru ve işlek yol
ŞAHREG : Turkish Risale
f. Şah damar, büyük damar
ŞAHS : Turkish Risale
Acı çekmek. Iztırab çekmek
ŞAHS-I MANEVÎ : Turkish Risale
Bir şahıs olmayıp kendisine bir şahıs gibi muamele yapılan şirket, cemaat, cemiyet gibi ortaklıklar. Belli bir kişi olmayıp bir cemaatten meydana gelen manevî şahıs. * Bir topluluğun taşıdığı manevî kuvvet ve meziyetler
ŞAHSAR : Turkish Risale
f. Dallı budaklı ağaçlar. Ağaçlık yer. Koruluk
ŞAHSEN : Turkish Risale
Şahıs olarak, ferd olarak. Şahısça, kendi. * Yalnız uzaktan görerek
ŞAHSÎ : Turkish Risale
Şahsa mahsus, şahsa ait, dair. Kişi ile, şahıs ile alâkalı
ŞAHSÜVAR : Turkish Risale
(C.: şâhsüvârân) f. Ata iyi binen
ŞAHSİYET : Turkish Risale
Bir kimsenin kendisine mahsus ahvâli. Şahıs olma. Karakter sâhibi ve makbul bir insan olma
ŞAHSİYYAT : Turkish Risale
Kişinin şahsına, kendine ait sözler. * Birinin kendine ait münasebetsiz sözleri
ŞAHT (ŞÜHUT) : Turkish Risale
Iraklık, uzaklık, bu'd
ŞAHTEREC : Turkish Risale
Şahtere otu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani