Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ŞEFACEREF : Turkish Risale

(Şefâcürf) Yar üstü. Uçurum kenarı

ŞEFAFET : Turkish Risale

Şeffaflık, saydamlık, şeffaf olma

ŞEFAK : Turkish Risale

Korku, havf

ŞEFAKAT : Turkish Risale

Şefkat, acıyarak şefkatle sevmek. Karşılık istemeden merhamet edip acımak, sevmek

ŞEFAKAT-I ÜBÜVVET : Turkish Risale

Babalık şefkati

ŞEFAN : Turkish Risale

Yağmurlu soğuk rüzgâr

ŞEFARİC : Turkish Risale

Bir cins helva

ŞEFAŞİF : Turkish Risale

Çok susamak

ŞEFE : Turkish Risale

f. Dudak. * Kenar

ŞEFEKA : Turkish Risale

Esirgemek, korumak

ŞEFELLEC : Turkish Risale

Burun delikleri büyük, dudakları yumru kalın ve sarkık olan adam. * Ferci vasi avret

ŞEFETAN : Turkish Risale

İki dudak

ŞEFETEYN : Turkish Risale

İki dudak

ŞEFEVAT : Turkish Risale

(şefe. C.) Dudaklar. * Kenarlar

ŞEFEVÎ : Turkish Risale

(Şefeviye) Dudağa ait. Dudakla alâkalı

ŞEFF : Turkish Risale

Yünden yapılan çok ince elbise

ŞEFFAF : Turkish Risale

Işığa mâni olmayan, ışık geçiren parlak cisim. Saydam

ŞEFKAT : Turkish Risale

Başkasının kederiyle alâkalanmak, acıyarak sevmek. Yardıma, sevgiye muhtaç olanlara karşılıksız olarak merhamet ve sevgiyle yardıma koşmak. Karşılıksız, sâfi, ivazsız sevgi beslemek.(Şefkat pek geniştir. Bir zat, şefkat ettiği evlâdı münâsebetiyle bütün yavrulara, hattâ ziruhlara şefkatini ihâta eder ve Rahim isminin ihâtasına bir nevi âyinedarlık gösterir. Halbuki aşk, mahbubuna hasr-ı nazar edip, herşey'i mahbubuna feda eder; yahut mahbubunu i'lâ ve sena etmek için, başkalarını tenzil ve mânen zemmeder ve hürmetlerini kırar. Meselâ biri demiş: "Güneş mahbubumun hüsnünü görüp utanıyor, görmemek için bulut perdesini başına çekiyor. " Hey âşık efendi! Ne hakkın var, sekiz ism-i âzamın bir sahife-i nuranisi olan Güneş'i böyle utandırıyorsun?Hem şefkat hâlistir, mukabele istemiyor; sâfi ve ivazsızdır... Hattâ en âdi mertebede olan hayvanatın yavrularına karşı fedakârane ivazsız şefkatleri buna delildir. Halbuki aşk ücret ister ve mukabele taleb eder. Aşkın ağlamaları, bir nevi talebdir, bir ücret istemektir. M.)

ŞEFN : Turkish Risale

Akıllı ve zeyrek kişi

ŞEFNİN : Turkish Risale

Irak diyarında ve karga büyüklüğünde olan bir kuş

ŞEFT-ALÛ : Turkish Risale

f. Yarık erik. Şeftali

ŞEFİ' : Turkish Risale

Şefaatçı. Suçların affı için yardım eden

ŞEFİ'-ÜL MÜZNİBÎN : Turkish Risale

Günahkârların şefaatçısı Hazret-i Muhammed. (A.S.M.)

ŞEFİ'-ÜL ÜMEM : Turkish Risale

Ümmetlerin şefaatçısı Hz. Muhammed (A.S.M.)

ŞEFİF : Turkish Risale

Soğuktan incinmek. * Soğuk